Kedi ve Köpeklerde Entropium – Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi
- VetSağlıkUzmanı 
- 14 Eki
- 19 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 23 Eki
Kedi ve Köpeklerde Entropium Nedir?
Entropium, göz kapağının içe doğru kıvrılması sonucu kirpiklerin veya göz çevresindeki tüylerin kornea (gözün saydam tabakası) ile temas ederek sürtünmeye neden olduğu bir göz hastalığıdır. Bu durum, özellikle üst veya alt göz kapağının yapısal olarak içe dönmesiyle ortaya çıkar ve çoğu vakada ağrı, kızarıklık, sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve görme kalitesinde belirgin azalma ile kendini gösterir. Uzun süre tedavi edilmediğinde kornea ülserleri, skar dokusu oluşumu ve kalıcı görme kaybına kadar ilerleyebilir.
Kedi ve köpeklerde entropiumun en temel nedeni, göz kapağı kenarının anatomik olarak içe kıvrılmasıdır. Bu durum, göz kapağının normal kapanma mekanizmasını bozar ve göz yüzeyine sürekli mekanik bir baskı oluşturur. Özellikle göz kapaklarının tam kapanmaması veya yüz kaslarının aşırı kasılması, korneaya sürtünmeyi artırır. Bu sürtünme, göz yüzeyinde mikroskobik çizikler (erozyonlar) meydana getirir ve bu bölgelere bakteriler kolayca yerleşerek ikincil enfeksiyonların gelişmesine yol açar.
Entropium hem yavru hem de yetişkin hayvanlarda görülebilir. Yavrularda genellikle doğuştan gelen bir anatomik yatkınlık söz konusudur; yetişkinlerde ise yaşa bağlı olarak kas tonusunun azalması, yaralanmalar veya enfeksiyonlar sonrasında gelişebilir. Bazı ırklar (örneğin Shar-Pei, Chow Chow, Saint Bernard, Labrador Retriever gibi köpekler ile Persian ve British Shorthair gibi kediler) yüz yapılarından dolayı bu hastalığa genetik olarak daha yatkındır.
Bu rahatsızlık, tek bir göz kapağında veya her iki gözde birden görülebilir. En yaygın formu alt göz kapağının içe dönmesidir. Ancak bazı ırklarda hem üst hem alt kapak etkilenebilir. Erken dönemde müdahale edilmezse göz yüzeyi sürekli tahriş olur, kornea kalınlaşır ve kalıcı lekelenmeler (pigmenter keratit) ortaya çıkar. Bu da hayvanın görüşünü bulanıklaştırır.
Entropiumun klinik belirtileri genellikle sabah saatlerinde daha belirgindir çünkü gece boyunca göz kapakları sürekli temas halindedir. Hayvan sık sık gözünü kırpabilir, patisiyle gözünü kaşıyabilir veya gözünü kısmış halde tutabilir. Bu davranışlar, genellikle gözde ciddi bir rahatsızlık olduğunun erken işaretleridir.

Kedi ve Köpeklerde Entropiumun Nedenleri (Genetik ve Edinsel Faktörler)
Entropiumun gelişiminde hem genetik hem de edinsel (sonradan gelişen) faktörler rol oynar. Bu nedenle hastalığın nedenini anlamak, doğru tedavi planını belirlemenin en kritik adımıdır.
1. Genetik ve Kalıtsal Nedenler
Bazı kedi ve köpek ırkları, göz ve yüz anatomileri gereği entropiuma doğuştan yatkındır. Özellikle kısa burunlu (brachycephalic) veya gevşek derili ırklarda bu durum sık görülür.
- Köpeklerde: Shar-Pei, Chow Chow, Saint Bernard, Rottweiler, Labrador Retriever, Golden Retriever, Cocker Spaniel, Akita Inu gibi ırklarda genetik yatkınlık oldukça yüksektir. 
- Kedilerde: Persian, Himalayan, Exotic Shorthair ve British Shorthair gibi kısa burunlu kedilerde kalıtsal olarak entropium gelişme riski artar. 
Bu ırklarda göz kapakları genellikle gevşek yapılıdır ve göz çukuru (orbit) yüzeyine göre daha küçüktür. Bu da göz kapağının destek dokularının zayıflamasına ve içe kıvrılmasına neden olur. Ayrıca, kalıtsal olarak göz kapağı kenarındaki kas tonusu düşük olan hayvanlarda da entropium kolayca ortaya çıkar.
2. Edinsel (Sonradan Gelişen) Nedenler
Kedilerde ve köpeklerde edinsel entropium, çoğu zaman başka bir göz hastalığının veya travmanın sonucudur. En yaygın sebepler şunlardır:
- Kronik Göz İltihapları: Konjonktivit, blefarit veya keratit gibi uzun süreli iltihaplar göz kapaklarında skar (yara dokusu) oluşturabilir. Bu da kapağın normal pozisyonunu bozar. 
- Göz Yaralanmaları: Özellikle sokak hayvanlarında sık görülen çizilme veya darbe sonrası yara iyileşmesi sırasında kapağın içe dönmesiyle sonuçlanabilir. 
- Kas Atrofisi: Yaşlı hayvanlarda yüz kaslarının zayıflaması veya kilo kaybı sonucunda göz kapağının destek dokuları gevşer. 
- Aşırı Gözyaşı Üretimi ve Sürtünme: Gözyaşı yollarındaki tıkanıklık veya alerjiler nedeniyle sürekli gözyaşı akışı ve ovuşturma davranışı, kapağın içe dönmesine neden olabilir. 
- Aşırı Deri Fazlası: Özellikle Shar-Pei gibi derisi bol ırklarda, yüz derisinin ağırlığı göz kapaklarını aşağı ve içe doğru çekebilir. 
3. Sekonder (İkincil) Entropium
Bazı durumlarda entropium, kornea ülseri veya yabancı cisim nedeniyle gelişen ağrıya bağlı olarak göz kapaklarının refleks kasılması sonucu oluşur. Buna spastik entropium denir. Genellikle ağrı kaynağı ortadan kaldırıldığında kendiliğinden düzelebilir, ancak uzun süreli vakalarda kalıcı hale gelir.
4. Risk Faktörleri
- Yüz anatomisi bozuklukları (özellikle kısa burunlu ırklar) 
- Kalıtsal kas gevşekliği 
- Göz enfeksiyonlarına yatkınlık 
- Kronik tahriş ve alerjiler 
- Yaşlanma ve doku elastikiyetinin azalması 
Entropiumun nedenleri karmaşık olabilir; çoğu zaman genetik zemin üzerine çevresel faktörler eklenir. Bu nedenle hem ırk seçimi hem de yavru döneminden itibaren düzenli göz kontrolleri büyük önem taşır. Erken teşhis, ilerleyen evrelerde cerrahi müdahale ihtiyacını ortadan kaldırabilir veya en azından hasarı sınırlayabilir.

Kedi ve Köpeklerde Entropium Belirtileri ve Klinik Bulgular
Entropiumun erken dönemde fark edilmesi tedavi başarısı açısından kritik öneme sahiptir. Hastalığın belirtileri genellikle gözde rahatsızlık hissi, sulanma, ağrı ve sık kırpma şeklinde başlar. Ancak ilerleyen evrelerde tablo daha ağır hale gelir ve kalıcı hasarlar oluşabilir.
En yaygın semptomlardan biri epifora, yani aşırı gözyaşı akışıdır. Göz kapağının içe dönmesiyle kirpikler korneaya sürekli sürtünür ve bu mekanik irritasyon, gözyaşı bezlerini aşırı çalışmaya iter. Hayvan sürekli gözünü kırpar, göz kapaklarını kısar ve bazen patisiyle gözünü ovmaya çalışır. Bu davranış, genellikle gözdeki ağrının açık bir göstergesidir.
Fotofobi (ışıktan kaçınma) de sık rastlanan bir bulgudur. Entropiumlu kedi veya köpek, özellikle gündüz saatlerinde parlak ışıklarda rahatsız olur ve gözlerini kısarak veya kapatarak tepki verir. Göz yüzeyinde tahriş ilerledikçe konjonktival kızarıklık (hiperemi) belirgin hale gelir. Bu, gözün dış tabakasındaki damarların genişlemesiyle ortaya çıkar ve enfeksiyonun habercisi olabilir.
Korneada uzun süreli sürtünmeye bağlı olarak ülser (doku erozyonu) gelişebilir. Ülserli gözde bulanıklık, renk değişikliği veya beyazımsı bir leke gözle görülebilir. İleri evrelerde pigmenter keratit (kornea yüzeyine koyu pigmentlerin birikmesi) meydana gelir. Bu durum görme alanını daraltır ve tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına yol açabilir.
Bazı hayvanlarda göz kapağının dış kısmında kalınlaşma, kabuklanma veya sekresyon artışı gözlenir. Özellikle iltihabi sıvılar (mukopurulent akıntılar) kronik irritasyonun göstergesidir. Kedilerde bu durum sık sık gözün tamamen kapanmasına neden olabilir.
Davranışsal belirtiler de tanıda önemli ipuçları verir. Entropiumlu hayvanlar genellikle gözlerini patileriyle kaşır, başlarını bir tarafa eğik tutar, oyun sırasında göz temasından kaçınır ve genellikle huzursuz bir tavır sergiler. Ağrı ve rahatsızlık, iştahsızlık veya genel keyifsizlik olarak da yansıyabilir.
Erken dönemde belirtiler zaman zaman kaybolup tekrar ortaya çıkabilir, bu da hastalığın kronikleştiğinin bir işaretidir. Klinik muayene yapılmadan yalnızca yüzeysel belirtilere bakarak teşhis koymak mümkün değildir; çünkü entropium, konjonktivit veya blefarit gibi diğer göz hastalıklarıyla karıştırılabilir.
Bu nedenle göz çevresinde tekrarlayan kızarıklık, sürekli sulanma veya sık göz kırpma fark edildiğinde veteriner hekime başvurulması gerekir. Gözün mikroskobik düzeyde zarar görmesi, birkaç gün içinde kalıcı hasara dönüşebilir.
Kedi ve Köpeklerde Entropiumun Teşhisi Nasıl Konur?
Entropiumun teşhisi genellikle fiziksel muayene ile konur; ancak doğru tanı için dikkatli bir klinik değerlendirme gerekir. Veteriner hekim, öncelikle hayvanın genel göz anatomisini, göz kapaklarının pozisyonunu ve kirpiklerin kornea ile temas durumunu inceler. Muayene sırasında çoğu zaman göz kapaklarının içe döndüğü, kirpiklerin veya tüylerin kornea yüzeyine temas ettiği açıkça görülür.
1. Fiziksel Göz Muayenesi
Veteriner hekim, göz kapağının yapısını ve elastikiyetini değerlendirir. Göz kapağının elle dışa doğru çekildiğinde eski konumuna dönme eğilimi, entropiumun derecesi hakkında bilgi verir. Göz çevresindeki deri yapısı, yüz kaslarının tonusu ve olası asimetriler dikkatle incelenir.
2. Florescein Boya Testi
Kornea yüzeyinde ülser veya erozyon şüphesi varsa florescein boyası kullanılır. Bu testte göze özel bir boya damlatılır ve ultraviyole ışık altında kornea yüzeyindeki hasarlı bölgeler yeşil renkte belirginleşir. Bu yöntem, entropiumun kornea bütünlüğünü ne derece etkilediğini göstermek açısından büyük önem taşır.
3. Şiddet Değerlendirmesi
Entropium hafif, orta veya ağır dereceli olarak sınıflandırılır.
- Hafif olgularda, yalnızca belirli kirpikler korneaya temas eder. 
- Orta dereceli olgularda, kapak kenarının büyük kısmı içe dönmüştür ve gözyaşı salgısı belirgindir. 
- Ağır olgularda ise kirpikler korneayı sürekli çizer, ülserler ve pigmentasyon oluşur. 
Veteriner hekim, hastalığın derecesine göre cerrahi müdahalenin gerekip gerekmediğine karar verir. Hafif olgularda geçici dikişlerle (geçici tacking) veya göz merhemleriyle durum stabilize edilebilirken, ileri olgularda kalıcı cerrahi operasyon şarttır.
4. Irk ve Genetik Değerlendirme
Bazı ırklarda entropium kalıtsal olduğu için teşhis sırasında ırk öyküsü mutlaka sorgulanır. Aynı yavru grubunda benzer sorunların görülmesi, kalıtsal bir eğilimin göstergesidir.
5. Sekonder Faktörlerin Ayırıcı Tanısı
Veteriner hekim, entropiumun spastik mi (ağrı kaynaklı refleks kasılması) yoksa anatomik mi (kalıcı yapı bozukluğu) olduğunu ayırt eder. Spastik entropium genellikle başka bir göz hastalığına sekonder olarak geliştiğinden, altta yatan nedenin belirlenmesi tedavinin başarısı için gereklidir.
6. Fotoğraf ve Görüntüleme Kaydı
Bazı klinikler, teşhis sürecinde gözün yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını alarak hastalığın ilerleyişini belgelemeyi tercih eder. Bu kayıtlar, cerrahi sonrası iyileşmenin takibinde de büyük avantaj sağlar.
Sonuç olarak, entropium teşhisi yalnızca göz kapağının içe dönük görünümüyle değil, göz yüzeyinin durumuyla birlikte değerlendirilmelidir. Erken teşhis, cerrahi müdahale gereksinimini azaltabilir ve kalıcı görme kaybını önleyebilir.
Entropiumda Göz Yapısının Rolü ve Irksal Yatkınlıklar (Tablo)
Kedi ve köpeklerde entropiumun oluşumunda göz anatomisi, yüz kas yapısı ve deri elastikiyeti büyük rol oynar. Özellikle bazı ırklarda göz kapağının destek dokuları genetik olarak zayıftır veya göz çukuru ile göz kapağı oranı uyumsuzdur. Bu durumda göz kapağı, zamanla içe kıvrılarak kornea yüzeyine temas eder.
Köpeklerde burun yapısına, göz yuvası derinliğine ve göz kapağı uzunluğuna bağlı olarak farklı tiplerde entropium görülebilir. Özellikle yüz derisi gevşek olan ırklarda, derinin yer çekimi etkisiyle aşağı doğru sarkması göz kapağını içe döndürür. Shar-Pei gibi ırklarda deri fazlalığı o kadar belirgindir ki, genç yaşta bile entropium gelişebilir.
Kedilerde ise durum genellikle burun yapısı ve göz şekliyle ilgilidir. Persian ve Exotic Shorthair gibi kısa burunlu (brachycephalic) ırklarda göz çukuru daha sığdır ve bu durum, göz kapaklarının normal anatomik pozisyonunu bozar. Göz küresinin hafif önde konumlanması da kapak kenarlarının kornea ile temasa geçmesine yol açar.
Bazı kedilerde ve köpeklerde entropium, göz yüzeyini korumaya yönelik refleks kasılmalar sonucu da ortaya çıkabilir. Bu özellikle irritasyon veya kronik alerjisi olan hayvanlarda sık görülür. Anatomik faktörlerin yanı sıra kas tonusu zayıf olan hayvanlarda da risk daha yüksektir.
Aşağıdaki tablo, entropiuma en yatkın kedi ve köpek ırklarını ve nedenlerini özetlemektedir:
| Tür | Irk Adı | Yatkınlık Nedeni | Risk Düzeyi | 
| Köpek | Shar-Pei | Aşırı deri fazlalığı, yüz derisinin sarkması | Çok yüksek | 
| Köpek | Kalıtsal kapak gevşekliği, kısa burun yapısı | Çok yüksek | |
| Köpek | Saint Bernard | Kalın deri, büyük göz çukuru | Yüksek | 
| Köpek | Labrador Retriever | Kapak desteğinin zayıf olması | Orta | 
| Köpek | Cocker Spaniel | Genetik predispozisyon | Orta | 
| Köpek | Kalıtsal eğilim, ağır baş yapısı | Yüksek | |
| Kedi | Persian | Sığ göz çukuru, kısa burun yapısı | Çok yüksek | 
| Kedi | Exotic Shorthair | Brachycephalic yüz anatomisi | Çok yüksek | 
| Kedi | British Shorthair | Göz kapağı desteği zayıf | Orta | 
| Kedi | Himalayan | Kalıtsal yatkınlık, burun kısa ve geniş | Yüksek | 
Irksal yatkınlık taşıyan hayvanlarda entropiumun erken teşhis edilmesi, ilerleyen yaşlarda gelişebilecek kornea ülserlerinin önlenmesi açısından hayati önem taşır. Özellikle yavru döneminden itibaren düzenli göz muayenesi yapılması, bu rahatsızlığın kontrol altına alınmasını sağlar.
Kedi ve Köpeklerde Entropiumun Evreleri ve Tipleri
Entropium, yalnızca tek tip bir hastalık değildir; farklı klinik formlarda ortaya çıkar. Her form, göz kapağının etkilendiği bölgeye, altta yatan nedene ve ilerleme derecesine göre sınıflandırılır. Veteriner hekimlerin doğru tedavi planı oluşturabilmesi için entropiumun tipi ve evresi mutlaka belirlenmelidir.
1. Evreleme (Şiddet Düzeyine Göre Sınıflandırma)
a) Hafif Evre:Göz kapağının yalnızca küçük bir kısmı içe kıvrılmıştır. Genellikle birkaç kirpiğin korneaya temas ettiği görülür. Bu evrede belirtiler hafiftir: sulanma, göz kısma ve hafif kızarıklık. Çoğu zaman geçici dikişlerle veya göz merhemleriyle kontrol altına alınabilir.
b) Orta Evre:Göz kapağının belirgin bir bölümü içe dönmüştür ve kirpikler korneayı sürekli tahriş eder. Göz yüzeyinde hafif ülserler ve ağrı oluşur. Bu aşamada cerrahi müdahale gerekebilir.
c) Ağır Evre:Göz kapağının tamamına yakını içe dönmüştür. Kirpikler sürekli korneaya sürtündüğünden ülserler, pigmentasyon ve kalıcı görme bozuklukları gelişir. Bu durumda tek çözüm kalıcı cerrahi operasyondur.
2. Anatomik Konuma Göre Tipler
a) Üst Kapak Entropiumu (Üst Entropium):Üst göz kapağının içe dönmesiyle oluşur. Daha çok kedilerde görülür. Kornea üst bölgesinde irritasyon ve ağrıya neden olur.
b) Alt Kapak Entropiumu (Alt Entropium):En sık rastlanan formdur. Özellikle köpeklerde yaygındır. Alt kapak kirpikleri korneayı sürekli tahriş eder ve uzun vadede pigmenter keratite yol açar.
c) Medial Entropium:Gözün iç köşesinde (buruna yakın kısmında) gelişir. Bu bölgeye yakın tüylerin korneaya temas etmesiyle oluşur. Bazı brachycephalic ırklarda sık görülür.
d) Lateral Entropium:Gözün dış kenarında meydana gelir. Genellikle büyük ırk köpeklerde veya travmaya bağlı olarak gelişir.
e) Spastik (Refleks) Entropium:Herhangi bir anatomik bozukluk olmadan, ağrıya veya irritasyona bağlı refleks kasılma sonucu geçici olarak gelişir. Ağrı kaynağı ortadan kaldırıldığında genellikle kendiliğinden düzelir.
3. Klinik Seyre Göre Tipler
- Kalıtsal (Konjenital) Entropium: Doğuştan gelir, genellikle yavru yaşta fark edilir. 
- Edinsel (Sonradan Gelişen) Entropium: Enfeksiyon, travma veya yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkar. 
- Sekonder Entropium: Başka bir göz hastalığına (örneğin ülser, konjonktivit) bağlı gelişir. 
Entropiumun tipi ve evresi tedavi stratejisinin temelini belirler. Örneğin hafif spastik formlarda yalnızca göz yüzeyinin korunması yeterli olurken, kalıtsal ağır formlarda cerrahi onarım zorunludur. Bu nedenle klinik sınıflandırma sadece hastalığın şiddetini değil, tedavi protokolünü de doğrudan etkiler.
Kedi ve Köpeklerde Entropium Tedavi Yöntemleri (Cerrahi ve Medikal Yaklaşımlar)
Entropiumun tedavisinde amaç, göz kapağının normal anatomik pozisyonuna geri döndürülmesi ve korneanın sürekli sürtünmeden korunmasıdır. Tedavi planı, hastalığın derecesine, altta yatan nedene ve hayvanın genel sağlık durumuna göre belirlenir.
1. Medikal (İlaçla) Tedavi Yaklaşımı
Hafif vakalarda veya cerrahi müdahale öncesi dönemde semptomların hafifletilmesi amacıyla uygulanır. Bu tedavi, kalıcı çözüm sağlamaz ancak ağrıyı ve iltihabı azaltır.
- Göz merhemleri ve suni gözyaşları: Kornea yüzeyinin nemli kalmasını sağlar, sürtünme kaynaklı tahrişi azaltır. 
- Antibiyotikli damlalar: İkincil bakteriyel enfeksiyon riskini ortadan kaldırır. 
- Antiinflamatuvar ilaçlar: Gözdeki şişlik ve kızarıklığı azaltır. 
- Geçici kapak masajı veya bandaj kontakt lens: Kapak dokusunun geçici olarak dışa dönük pozisyonda tutulmasına yardımcı olabilir. 
Bu yöntemler özellikle spastik (refleks) entropium durumlarında etkilidir; ağrı kaynağı ortadan kaldırıldığında göz kapağı genellikle normale döner. Ancak kalıtsal veya anatomik bozukluk kaynaklı entropium durumlarında medikal tedavi sadece destekleyici bir rol oynar.
2. Cerrahi Tedavi Yöntemleri
Cerrahi müdahale, entropiumun kalıcı çözümüdür. Bu operasyon, göz kapağının anatomik pozisyonunu düzeltmek ve korneayı kirpik temasından kurtarmak amacıyla yapılır.
En yaygın kullanılan teknikler şunlardır:
a) Hotz-Celsus Yöntemi
En sık tercih edilen cerrahi tekniktir. Göz kapağının dış kısmından ince bir deri şeridi çıkarılır ve kesi hattı dikilerek göz kapağı dışa doğru çekilir. Bu sayede kapak kenarı normal pozisyonuna döner.Avantajı, kalıcı sonuç sağlaması ve estetik görünümün korunmasıdır.
b) Wyman Yöntemi
Daha çok medial entropium (gözün iç köşesinde oluşan) vakalarında uygulanır. Göz kapağının iç kısmına yapılan özel bir kesiyle tüylerin korneayla temas etmesi engellenir.
c) Tacking (Geçici Dikiş) Tekniği
Yavru hayvanlarda veya geçici spastik entropiumda kullanılır. Göz kapağı geçici dikişlerle dışa doğru çevrilir. Hayvan büyüdükçe veya kas yapısı güçlendikçe kapak çoğu zaman normale döner.
d) Küçültücü Kapak Onarımı
Ağır olgularda göz kapağının fazla dokusu çıkarılarak yeniden şekillendirilir. Özellikle Shar-Pei gibi deri fazlalığı olan ırklarda tercih edilir.
3. Tedavi Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Hayvanın yaşı: Yavru hayvanlarda geçici dikiş tercih edilir, yetişkinlerde kalıcı cerrahi uygulanır. 
- Hastalığın tipi: Kalıtsal veya anatomik entropiumda cerrahi zorunludur. 
- Korneal durum: Ülser veya enfeksiyon varsa cerrahi öncesi bu sorunlar giderilmelidir. 
- Genel sağlık durumu: Sedasyon ve anestezi riskine göre operasyon planlanmalıdır. 
Cerrahi müdahale sonrasında entropiumun tekrarlama olasılığı düşüktür, ancak yanlış dikiş yönü veya yetersiz düzeltme durumunda “rezidüel entropium” gelişebilir. Bu nedenle operasyonun deneyimli veteriner cerrahlar tarafından yapılması önemlidir.
Cerrahi Müdahale Sonrası Bakım ve İyileşme Süreci
Cerrahi tedavi sonrası dönemde bakım süreci, tedavinin kalıcı başarısını belirleyen en kritik aşamadır. Ameliyat sonrası dönemde hem göz yüzeyinin korunması hem de dikiş bölgesinin enfeksiyondan uzak tutulması gerekir.
1. Ameliyat Sonrası İlk 48 Saat
Operasyondan sonra göz çevresinde hafif ödem ve kızarıklık normaldir.Veteriner hekim genellikle şu ilaçları reçete eder:
- Antibiyotikli göz damlası veya merhem: Enfeksiyon riskini azaltır. 
- Antiinflamatuvar ilaçlar: Ödemi ve ağrıyı azaltır. 
- Yaka (Elizabeth yakalığı): Hayvanın dikiş bölgesini patisiyle kaşımaması için zorunludur. 
Bu dönemde hayvanın gözünü sık sık ovmaya çalışması normaldir, ancak kesinlikle müdahale edilmemelidir. Dikişlerin açılması, entropiumun tekrarlamasına yol açabilir.
2. İyileşme Dönemi (3–10 Gün)
Genellikle 7–10 gün içinde dikişler alınır. Bu süreçte şu kurallara dikkat edilmelidir:
- Göz temizliği: Steril gazlı bez ve veterinerin önerdiği solüsyonla günde birkaç kez nazikçe yapılmalıdır. 
- Nemlendirici damlalar: Göz yüzeyinin kurumasını önlemek için düzenli kullanılmalıdır. 
- Gözyaşı akışının izlenmesi: Aşırı akıntı veya irin gözlenirse enfeksiyon ihtimali değerlendirilmelidir. 
Cerrahi sonrası ilk 10 gün içinde kornea yüzeyinde belirgin düzelme ve gözde rahatlama gözlemlenir. Ancak bu süreçte direkt güneş ışığından ve tozlu ortamlardan kaçınılmalıdır.
3. Uzun Vadeli Kontrol ve Takip
Operasyondan sonra 1 ay boyunca düzenli kontrol önerilir. Bu kontrollerde göz kapağının pozisyonu, korneanın durumu ve gözyaşı dengesi değerlendirilir.
- Gözde yeniden tahriş veya sulanma görülüyorsa, rezidüel entropium veya aşırı düzeltme (ektropium) ihtimali düşünülmelidir. 
- İleri yaşta olan veya deri fazlalığı bulunan hayvanlarda ikinci bir düzeltme operasyonu gerekebilir. 
4. Sahiplerin Dikkat Etmesi Gerekenler
- Hayvanın göz çevresini asla silmemeli veya bastırmamalısınız. 
- Verilen damlalar ve merhemler doğru dozda ve zamanında kullanılmalıdır. 
- Şüpheli durumda (gözün yeniden kapanması, irinli akıntı, dikiş atması) derhal veterinere başvurulmalıdır. 
- İyileşme tamamlandıktan sonra da yılda en az bir kez göz muayenesi yaptırmak, entropiumun tekrarlamasını önlemede etkilidir. 
Ameliyat sonrası doğru bakım uygulandığında başarı oranı %95’in üzerindedir. Kedi ve köpeklerde görme kalitesi hızla geri kazanılır ve göz yapısı doğal pozisyonuna döner. Bu da hem konforlu bir yaşam hem de göz sağlığının uzun vadede korunması anlamına gelir.
Tedavi Edilmezse Ne Olur? Uzun Vadeli Komplikasyonlar
Entropium tedavi edilmediğinde gözdeki tahriş ve sürtünme zamanla geri dönüşü olmayan hasarlara yol açar. Başlangıçta basit bir rahatsızlık gibi görünen bu durum, ilerleyen süreçte görme fonksiyonunun ciddi şekilde bozulmasına neden olabilir.
En sık karşılaşılan komplikasyonlardan biri kornea ülseridir. Kirpiklerin veya tüylerin korneaya sürekli temas etmesi, mikroskobik çiziklerin derinleşmesine ve ülserleşmeye neden olur. Bu ülserler, bakteriyel enfeksiyonlarla birleştiğinde hızla ilerler ve korneanın delinmesine (perforasyon) kadar gidebilir. Perforasyon geliştiğinde göz sıvısı dışarı sızar ve gözün bütünlüğü bozulur — bu durum acil cerrahi müdahale gerektirir.
Uzun süreli irritasyon sonucunda kornea yüzeyinde pigmenter keratit (pigment birikimi) oluşabilir. Bu, gözün saydam tabakasında kalıcı kararmaya yol açar. Başlangıçta yalnızca kenarlarda başlayan bu pigment birikimi, zamanla tüm görme alanını kaplayabilir. Hayvan ışığı algılasa bile detaylı görme yetisini kaybeder.
Tedavi edilmemiş entropium vakalarında sıklıkla sekonder konjonktivit ve blefarit (göz kapağı iltihabı) gelişir. Bu durum göz çevresinde kalınlaşma, kabuklanma, irinli akıntı ve sürekli kaşıntı ile kendini gösterir. Kronik iltihap, kapak kenarındaki bezlerin (Meibomian bezleri) işlevini bozar ve gözyaşı dengesini kalıcı olarak etkiler.
Ağır ve uzun süreli vakalarda keratokonjunktivitis sicca (kuru göz sendromu) gelişebilir. Bu durumda gözyaşı üretimi azalır ve kornea yüzeyi savunmasız kalır. Göz sürekli kurur, matlaşır ve hayvan şiddetli ağrı çeker.
Bazı hastalarda, sürekli ağrı ve rahatsızlık nedeniyle davranışsal değişiklikler gözlenir. Hayvan gözünü kısık tutar, oyun oynamaz, başını eğik taşır veya çevresine çarpmaya başlar. Bu davranışlar genellikle görme kaybının ilerlediğini gösterir.
Tedavi edilmeyen entropium ayrıca kalıcı skar dokusu (fibrozis) oluşumuna yol açar. Bu skar dokusu, ilerleyen dönemde yapılacak cerrahinin başarısını azaltabilir çünkü normal doku yapısı geri kazanılamaz. Bu nedenle erken dönemde yapılan operasyonlar, geç dönemde yapılanlardan çok daha başarılı sonuç verir.
Sonuç olarak, entropium yalnızca kozmetik bir sorun değildir. Zamanında müdahale edilmezse hem kalıcı körlük hem de hayvanın yaşam kalitesinde ciddi düşüş meydana gelir. Bu nedenle hastalığın hafif belirtileri bile göz ardı edilmemelidir.
Kedi ve Köpeklerde Entropiumun Önlenmesi ve Erken Tanının Önemi
Entropiumun tamamen önlenmesi her zaman mümkün olmasa da, erken tanı ve düzenli göz muayeneleri sayesinde ciddi komplikasyonların önüne geçmek mümkündür. Özellikle genetik yatkınlığı olan ırklarda bu hastalığın kontrolü, bilinçli bakım ve düzenli takip ile sağlanabilir.
1. Yavru Döneminde Göz Kontrolleri
Kedi ve köpeklerde ilk 3 ila 6 ay, göz gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir. Bu süreçte veteriner hekim tarafından yapılan düzenli göz muayeneleri, doğuştan gelen (konjenital) entropiumun erken fark edilmesini sağlar. Yavru döneminde fark edilen hafif entropium vakaları genellikle geçici dikişlerle düzeltilebilir ve kalıcı deformasyon gelişmeden çözüme kavuşturulabilir.
2. Irksal Risk Bilinci
Shar-Pei, Chow Chow, Rottweiler, Saint Bernard, Persian ve Exotic Shorthair gibi ırkların sahipleri, bu hastalığa karşı özellikle dikkatli olmalıdır. Bu ırklarda rutin yıllık muayeneler, entropiumun erken evrelerinde tespit edilmesi açısından hayati öneme sahiptir. Ayrıca üreticilerin (yetiştiricilerin) kalıtsal yatkınlık taşıyan hayvanları eşleştirmemesi, hastalığın yeni nesillere aktarılmasını önler.
3. Göz Hijyeni ve Çevresel Faktörler
Tozlu, rüzgarlı veya kimyasal duman içeren ortamlarda yaşayan hayvanlarda göz irritasyonu daha sık görülür. Bu irritasyonlar zamanla refleks kasılmalara ve spastik entropiuma neden olabilir. Bu nedenle göz çevresinin düzenli olarak temizlenmesi, kirli ortamlarda uzun süreli kalmaktan kaçınılması gerekir.
4. Alerji ve Enfeksiyonların Hızlı Tedavisi
Kronik konjonktivit veya alerjik reaksiyonlar, göz kapağı yapısını bozabilir. Bu gibi durumlarda tedavinin geciktirilmesi entropium riskini artırır. Gözde uzun süren kızarıklık, akıntı veya kaşıntı fark edildiğinde veteriner hekime başvurmak en doğru yaklaşımdır.
5. Düzenli Göz Muayeneleri
Özellikle yaşlı hayvanlarda göz kapağı kas tonusu azalır ve entropium gelişme riski artar. Yılda en az bir kez yapılan göz muayeneleri, bu değişikliklerin erken fark edilmesini sağlar. Ayrıca, cerrahi tedavi sonrası kontrol muayeneleri de tekrarlama riskini azaltır.
6. Sahip Bilinci ve Eğitim
Entropiumun belirtilerini erken fark etmek çoğu zaman hayvan sahibinin gözlemine bağlıdır. Sürekli göz kırpma, sulanma, gözün kapalı tutulması veya patisiyle göze dokunma davranışı, her zaman ciddiye alınmalıdır. Bu belirtilerin “mevsimsel alerji” veya “toz kaçtı” gibi basit nedenlerle karıştırılmaması gerekir.
7. Önleyici Cerrahi Müdahale
Bazı ırklarda (örneğin Shar-Pei yavrularında), entropiumun ilerlemesini önlemek için erken yaşta geçici dikiş operasyonu uygulanabilir. Bu işlem, göz kapağının büyüme sürecinde doğru pozisyonda kalmasına yardımcı olur.
Erken teşhis edilen entropium, çoğu zaman cerrahiye gerek kalmadan düzeltilebilir. Bu da hem hayvanın yaşam konforunu korur hem de kalıcı görme hasarlarını önler. Göz hastalıkları genellikle sessiz ilerler; bu yüzden “bekleyelim geçer” yaklaşımı entropiumda en riskli tutumdur.
Zamanında fark edilen her entropium vakası, potansiyel bir körlük vakasının önüne geçmek anlamına gelir. Bu nedenle hem hayvan sahipleri hem de veteriner profesyoneller, düzenli göz muayenesini temel bakım rutini haline getirmelidir.
Evde Bakım, Koruma ve Göz Hijyeni İpuçları
Entropium hastalığının tedavi süreci yalnızca klinik müdahaleyle sınırlı değildir. Cerrahi veya medikal tedavinin başarısı, büyük ölçüde evde yapılan bakımın kalitesine bağlıdır. Göz sağlığı hassas bir yapıya sahip olduğundan, düzenli hijyen ve koruyucu önlemler uygulanmadığında rahatsızlık yeniden tetiklenebilir.
1. Göz Temizliği Rutini Oluşturmak
Evde bakımın ilk adımı, göz çevresinin düzenli temizliğidir. Her gün steril, yumuşak bir gazlı bez veya pamuklu ped kullanılarak göz kenarındaki akıntılar nazikçe temizlenmelidir. Veterinerin önerdiği steril salin (tuzlu su) solüsyonları bu işlem için en güvenli seçenektir. Musluk suyu kullanımı önerilmez, çünkü içeriğindeki mineraller kornea yüzeyinde tahrişe yol açabilir.
Temizlik sırasında bastırmadan, dıştan içe doğru tek hamlede silme hareketi yapılmalıdır. Her göz için ayrı bir bez kullanılması enfeksiyonun diğer göze taşınmasını önler. Bu işlem sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez yapılmalıdır.
2. Göz Çevresindeki Tüylerin Kısaltılması
Uzun tüyler, entropiumlu gözlerde sürtünme riskini artırır. Bu nedenle özellikle göz kenarındaki tüylerin düzenli aralıklarla kısaltılması gerekir. Ancak bu işlem makas veya tıraş makinesiyle değil, veteriner gözetiminde veya profesyonel pet kuaförler tarafından yapılmalıdır. Yanlış kesim, göz kapağı kenarını tahriş edebilir.
3. Ortam Hijyeni ve Toz Kontrolü
Tozlu, dumanlı veya kimyasal kokuların bulunduğu ortamlar göz tahrişini şiddetlendirir. Evde sigara içilmemeli, temizlik maddeleri hayvanın bulunduğu ortamda kullanılmamalıdır. Klima filtreleri ve hava temizleyiciler düzenli olarak değiştirilmeli; yatak, battaniye ve oyuncaklar sık sık yıkanmalıdır.
4. Vitamin ve Omega-3 Takviyeleri
Omega-3 yağ asitleri, göz yüzeyini nemli tutar ve inflamasyonu azaltır. Veteriner onayıyla verilen bu takviyeler (özellikle balık yağı veya keten tohumu yağı) göz sağlığını destekler. Ayrıca A vitamini içeriği yüksek gıdalar da kornea epitelinin yenilenmesine yardımcı olur.
5. Göz Damlalarının Düzenli Kullanımı
Veteriner tarafından reçete edilen göz damlaları veya merhemler, belirtilen dozlarda ve saatlerde kullanılmalıdır. Göz damlası uygularken elin temiz olduğundan emin olunmalı, şişenin ucu kesinlikle göze temas ettirilmemelidir. Damlalar genellikle 10–14 gün süreyle kullanılır; bu sürenin kısaltılması veya uzatılması yalnızca veteriner tavsiyesiyle yapılmalıdır.
6. Elizabeth Yakalığı Kullanımı
Hayvanın gözünü patisiyle kaşımaması için ameliyat sonrası dönemde Elizabeth yakalığı (koruyucu koni) kullanılmalıdır. Bu, dikişlerin açılmasını veya göz yüzeyinin yeniden tahriş olmasını önler.
7. Davranışsal Gözlem
Evde bakımın önemli bir parçası da gözlem yapmaktır. Hayvanın gözünü sürekli kısmaya başlaması, sulanmanın artması veya akıntının renk değiştirmesi durumunda durumun yeniden alevlendiği düşünülmelidir. Bu gibi belirtiler fark edildiğinde veteriner hekimle iletişime geçmek gerekir.
8. Düzenli Kontrollerin İhmal Edilmemesi
Cerrahi sonrası ilk ayda, ardından 3 ve 6. aylarda kontrol muayeneleri yapılmalıdır. Bu kontrollerde göz kapağının pozisyonu, kornea sağlığı ve gözyaşı dengesi değerlendirilir.
Evde yapılan bakım, entropiumun tekrarlamasını önlemenin en etkili yoludur. Hijyen, beslenme ve çevre düzeni üçlüsü, göz sağlığını uzun vadede koruyan temel faktörlerdir.
Kedi ve Köpeklerde Entropiumun İnsanlarla Benzerliği ve Farklılığı
Entropium yalnızca hayvanlarda değil, insanlarda da görülebilen bir göz kapağı bozukluğudur. Ancak kedi ve köpeklerdeki patofizyoloji, anatomik yapı farkları nedeniyle insanlardakinden bazı önemli yönlerle ayrılır. Bu farkları anlamak, hastalığın neden hayvanlarda daha sık görüldüğünü açıklamaya yardımcı olur.
1. Anatomik Benzerlikler
İnsan ve hayvan göz kapaklarının temel yapısı benzerdir: dışta deri, ortada kas tabakası (orbikülaris oculi), içte mukozal tabaka (konjonktiva) bulunur. Her üç tabaka da göz küresini korumakla görevlidir. Entropium her iki türde de bu katmanlardan birinin işlev bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıkar.
İnsanlarda özellikle yaşlanmayla birlikte kapak kas tonusu azalır; bu, alt kapağın içe dönmesine yol açar. Benzer şekilde yaşlı köpeklerde de doku elastikiyeti kaybolduğunda entropium gelişir. Yani mekanizma yaşlanmaya bağlı benzer şekilde işler.
2. Farklı Anatomik Risk Faktörleri
Kedi ve köpeklerde yüz morfolojisi (özellikle burun uzunluğu ve deri yapısı) entropium riskini doğrudan etkiler. Shar-Pei, Chow Chow veya Persian gibi ırklar yüz yapısı nedeniyle doğuştan risk taşır. İnsanlarda ise böyle bir genetik yüz anatomisi bağlantısı yoktur; entropium daha çok yaşlanma, travma veya geçirilmiş cerrahi sonrası gelişir.
Hayvanlarda ayrıca göz küresi yüzeyinin insanlara göre daha büyük olması, kapak kenarlarının korneaya temas etmesini kolaylaştırır. Bu anatomik farklılık, hastalığın insanlara kıyasla hayvanlarda çok daha sık görülmesinin ana nedenidir.
3. Klinik Seyir ve Ağrı Tepkileri
İnsanlarda entropium erken fark edilir çünkü kişi ağrı ve rahatsızlık hissini sözlü olarak ifade eder. Hayvanlarda ise durum farklıdır; ağrıyı ifade edemezler ve çoğu zaman gözlerini kısmak, patisiyle kaşımak veya oyunculukta azalma gibi dolaylı belirtiler verirler. Bu nedenle hastalık genellikle ilerlemiş evrede teşhis edilir.
4. Tedavi Yaklaşımlarındaki Farklar
İnsanlarda hafif vakalar bazen botulinum toksin enjeksiyonu veya geçici dikişlerle düzeltilebilir. Hayvanlarda ise bu yöntemler genellikle geçici fayda sağlar; çünkü anatomik deformasyon daha belirgindir. Bu nedenle cerrahi tedavi oranı hayvanlarda çok daha yüksektir.
5. İyileşme ve Komplikasyon Farklılıkları
İnsanlarda cerrahi sonrası bakım hastanın işbirliği sayesinde daha kontrollüdür. Hayvanlarda ise kendi gözünü kaşıma veya dikişleri yalama riski bulunduğundan iyileşme süreci daha dikkatli yönetilmelidir. Bu nedenle Elizabeth yakalığı kullanımı zorunludur.
6. Ortak Nokta: Erken Tanının Önemi
Hem insanlarda hem de hayvanlarda entropium erken fark edildiğinde tedavi başarı oranı çok yüksektir. Göz kapağının pozisyonu düzeltildiğinde ağrı, sulanma ve irritasyon hemen azalır. Ancak geç kalınırsa kornea kalıcı olarak zarar görür ve görme kaybı oluşur.
Sonuç olarak, entropiumun insanlardaki ve hayvanlardaki temel mekanizması benzer olsa da, hayvanlarda genetik ve anatomik yatkınlık nedeniyle çok daha yaygındır. Bu nedenle düzenli göz muayenesi, yalnızca tedavi değil, önleme açısından da büyük önem taşır.
Kedi ve Köpeklerde Entropium Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Kedi ve köpeklerde entropium nedir?Entropium, göz kapağının içe dönmesi sonucu kirpiklerin ve tüylerin korneaya sürtünerek tahrişe neden olduğu bir göz hastalığıdır. Bu durum ağrı, sulanma, kızarıklık ve uzun vadede görme kaybına yol açabilir.
Entropium genetik bir hastalık mıdır?Evet. Özellikle Shar-Pei, Chow Chow, Saint Bernard, Persian ve Exotic Shorthair gibi ırklarda genetik yatkınlık belirgindir. Ancak bazı durumlarda enfeksiyon, travma veya yaşa bağlı değişiklikler de entropiuma neden olabilir.
Kedi ve köpeklerde entropium hangi yaşta ortaya çıkar?Kalıtsal formlar genellikle yavruluk döneminde, 2–6 ay arasında belirti verir. Edinsel (sonradan gelişen) formlar ise genellikle orta yaşlı ve yaşlı hayvanlarda görülür.
Entropium kendiliğinden düzelir mi?Hayır. Hafif spastik (refleks) entropiumlar bazen geçici olarak iyileşme gösterebilir ancak kalıtsal veya anatomik entropiumlar kendiliğinden düzelmez. Cerrahi müdahale gerekebilir.
Entropium ağrılı bir hastalık mıdır?Evet. Kirpiklerin korneaya sürtünmesi sürekli bir tahriş ve yanma hissi yaratır. Hayvan gözünü kısar, patisiyle kaşır ve huzursuz olur. Uzun süreli ağrı davranışsal değişikliklere yol açabilir.
Kedi ve köpeklerde entropium tedavi edilmezse ne olur?Tedavi edilmediğinde kornea ülseri, pigmenter keratit, kalıcı görme kaybı ve kronik enfeksiyonlar gelişir. Göz yüzeyi geri dönüşü olmayan şekilde zarar görebilir.
Entropium cerrahisi zor bir operasyon mudur?Hayır, deneyimli veteriner cerrahlar için rutin bir işlemdir. Ancak göz anatomisi hassas olduğu için özenli planlama ve doğru teknik büyük önem taşır.
Cerrahi sonrası entropium tekrarlayabilir mi?Nadiren evet. Özellikle deri fazlalığı olan ırklarda veya yanlış dikiş açısıyla yapılan operasyonlarda tekrarlama riski bulunur. Düzenli kontrollerle bu risk minimize edilir.
Ameliyat sonrası dikişler ne zaman alınır?Genellikle 7–10 gün sonra alınır. Bu süreçte göz çevresinde hafif şişlik ve kızarıklık normaldir.
Evde entropiumlu bir hayvana nasıl bakım yapılmalıdır?Göz çevresi steril solüsyonla düzenli temizlenmeli, ilaçlar zamanında uygulanmalı ve Elizabeth yakalığı takılı kalmalıdır. Göz akıntısı veya irin görülürse hemen veteriner hekime başvurulmalıdır.
Entropium insanlarda da görülür mü?Evet. Özellikle yaşlı bireylerde kas gevşekliğine bağlı olarak alt kapakta entropium gelişebilir. Ancak insanlarda genellikle yaşa bağlı, hayvanlarda ise genetik kökenlidir.
Kedi veya köpeklerde entropium bulaşıcı mıdır?Hayır. Entropium bulaşıcı değildir; kalıtsal veya mekanik nedenlere bağlı gelişir.
Entropium gözyaşı üretimini etkiler mi?Evet. Sürekli tahriş, gözyaşı bezlerini aşırı uyararak aşırı sulanmaya (epifora) neden olur. Uzun dönemde ise bezler yorgun düşer ve kuru göz gelişebilir.
Entropium ameliyatı genel anesteziyle mi yapılır?Evet. Göz bölgesinin küçük ama hassas yapıda olması nedeniyle genel anestezi tercih edilir. Bu, hem hayvanın konforu hem de cerrahın hassas çalışabilmesi için gereklidir.
Kedi ve köpeklerde entropiumun tekrar etmemesi için ne yapılmalıdır?Ameliyat sonrası düzenli kontroller, hijyen, göz çevresi tüylerinin düzenli kesimi ve koruyucu damla kullanımı tekrarı önler.
Entropium operasyonu sonrası iyileşme ne kadar sürer?Genellikle 10–14 gün içinde dikişler alınır, tam iyileşme 3–4 haftayı bulabilir. Kornea hasarı varsa bu süre uzayabilir.
Entropiumda doğal veya bitkisel tedavi yöntemleri işe yarar mı?Hayır. Bitkisel ürünler göz yüzeyinde tahrişe neden olabilir. Göz hastalıklarında yalnızca veteriner tarafından önerilen tıbbi ürünler kullanılmalıdır.
Entropiumun en yaygın görüldüğü ırklar hangileridir?Köpeklerde Shar-Pei, Chow Chow, Saint Bernard, Rottweiler, Cocker Spaniel; kedilerde ise Persian, Himalayan, Exotic Shorthair ve British Shorthair en yatkın ırklardır.
Kedi ve köpeklerde entropium kalıcı körlük yapar mı?Evet, tedavi edilmezse kornea delinmesi ve skar oluşumu sonucu kalıcı körlük gelişebilir. Ancak erken müdahale ile bu tamamen önlenebilir.
Kedi ve köpeklerde entropium nasıl fark edilir?Hayvan sürekli gözünü kısmaya, patisiyle kaşımaya ve aşırı sulanmaya başlar. Bu belirtiler fark edildiğinde veteriner hekim muayenesi şarttır.
Ameliyat sonrası gözün tekrar şişmesi normal midir?Hafif şişlik normaldir. Ancak şişlik artıyorsa veya irinli akıntı görülüyorsa enfeksiyon olasılığı değerlendirilmelidir.
Entropiumun tamamen iyileşmesi mümkün mü?Evet. Cerrahi olarak düzeltildiğinde kapak normal pozisyonuna döner ve kornea yeniden sağlıklı hale gelir.
Yavru hayvanlarda entropium ameliyatı yapılabilir mi?Evet, ancak genellikle geçici dikiş yöntemiyle (tacking) başlamak tercih edilir. Kalıcı cerrahi büyüme tamamlandıktan sonra yapılır.
Entropiumdan korunmak için ne yapılabilir?Yavru döneminde düzenli göz kontrolleri, alerjilerin hızlı tedavisi ve göz çevresi hijyeninin sağlanması hastalığın önlenmesine yardımcı olur.
Entropium tedavisinde başarı oranı nedir?Doğru teknik ve bakım uygulandığında başarı oranı %95’in üzerindedir. Erken teşhis edilen olgularda kalıcı hasar gelişmez.
Entropium ile ektropium arasındaki fark nedir?Entropium, göz kapağının içe dönmesi sonucu kirpiklerin korneaya sürtünmesidir. Ektropium ise tam tersine, göz kapağının dışa dönmesidir ve göz yüzeyinin açıkta kalmasına neden olur. Her iki durumda da gözyaşı dengesi bozulur ancak entropium ağrı ve tahrişe, ektropium ise kuruluk ve enfeksiyona yol açar.
Kedi ve köpeklerde entropium tekrar ederse ikinci ameliyat yapılabilir mi?Evet. Entropiumun tekrarladığı vakalarda ikinci düzeltme operasyonu yapılabilir. Bu tür revizyon cerrahilerinde genellikle önceki dikiş hattı yeniden değerlendirilir ve göz kapağı açısı yeniden ayarlanır. Deneyimli veteriner cerrahlar bu işlemleri yüksek başarıyla gerçekleştirebilir.
Entropium cerrahisi sonrası koruyucu gözlük takılabilir mi?Hayır. Hayvanlarda insanlardaki gibi koruyucu gözlük kullanımı pratik değildir. Bunun yerine Elizabeth yakalığı kullanılır. Ancak ameliyat sonrası tozdan, güneşten ve rüzgardan korunmak için kapalı veya gölgelik alanlarda tutulması tavsiye edilir.
Kedi ve köpeklerde entropium ile alerjik göz hastalıkları karıştırılabilir mi?Evet. Her iki durumda da sulanma, kızarıklık ve göz kaşıma davranışı görülür. Ancak alerjik durumlarda kirpik teması yoktur. Kesin ayrım ancak veteriner muayenesiyle yapılabilir. Yanlış teşhis, entropiumun ilerlemesine neden olabilir.
Entropiumun yeniden oluşmaması için operasyon sonrası hangi alışkanlıklar değiştirilmeli?Ameliyat sonrası tozlu alanlardan kaçınmak, göz çevresinin hijyenini sağlamak, tüylerin uzamasını kontrol etmek ve göz enfeksiyonlarını erken tedavi ettirmek gerekir. Ayrıca, hayvanın sürekli gözünü patisiyle kaşımasını engellemek için stres faktörleri azaltılmalıdır.
Keywords
entropium,kedi entropium,köpek entropium,entropium tedavisi,göz kapağı içe dönmesi, ektropium,göz kapağı ameliyatı
Sources
- American Veterinary Medical Association (AVMA) 
- The International Veterinary Ophthalmology Society (IVOS) 
- Merck Veterinary Manual – Eye Disorders 
- Mersin Vetlife Veterinary Clinic – Haritada Aç: https://share.google/XPP6L1V6c1EnGP3Oc 




Yorumlar