top of page

Kedilerde Diyabet – Nedenleri, Belirtileri, Ev Yönetimi

  • लेखक की तस्वीर: VetSağlıkUzmanı
    VetSağlıkUzmanı
  • 22 नव॰
  • 19 मिनट पठन

अपडेट करने की तारीख: 23 नव॰

Kedilerde Diyabet Nedir?

Kedilerde diyabet, vücudun glikozu (kan şekerini) enerjiye dönüştürmek için gerekli olan insülini yeterince üretememesi ya da üretilen insülinin etkili şekilde kullanılamaması sonucu ortaya çıkan kronik ve metabolik bir hastalıktır. Normalde pankreas, kandaki şeker seviyesine göre insülin salgılayarak hücrelerin glikozu enerji olarak kullanmasını sağlar. Ancak diyabetli kedilerde bu mekanizma bozulur ve glikoz kana geçse bile hücre içerisine alınamaz. Bu durum, hem hücrelerin enerji açlığı yaşamasına hem de kanda şeker seviyesinin anormal derecede yükselmesine neden olur.

Kedilerde diyabet, genellikle orta yaşlı ve yaşlı kedilerde görülür. Obezite, fiziksel aktivite azlığı, yüksek karbonhidratlı mamalar ve bazı hormonal bozukluklar diyabet riskini belirgin şekilde artırır. Ayrıca erkek kedilerde ve bazı belirli ırklarda hastalığa yatkınlık daha yüksektir.

Hastalık iki ana mekanizma üzerinden gelişir:

  • İnsülin eksikliği: Pankreas yeterli insülin üretemez.

  • İnsülin direnci: Kedi insülin üretir ancak vücut dokuları insüline yanıt vermez.

Bu süreçte kedi, ne kadar yemek yerse yesin kilo kaybedebilir. Çünkü glikozu enerjiye dönüştüremediği için yağ ve kas dokularını hızla parçalamaya başlar. Tedavi edilmediğinde ise sinir sistemi hastalıkları, ketoasidoz gibi ağır metabolik krizler ve yaşamı tehdit eden komplikasyonlar gelişir.

Diyabet tanısı doğru konulduğunda ve tedavi süreci özenle yönetildiğinde birçok kedi uzun yıllar kaliteli bir yaşam sürebilir. Erken fark edilmesi, düzenli takip edilmesi ve ev ortamında doğru bakım stratejileri uygulanması bu hastalıkta başarıyı belirleyen en kritik faktörlerdir.

Kedilerde Diyabet

Kedilerde Diyabet Türleri

Kedi diyabeti insanlar ve köpeklerle benzer şekilde temel olarak iki ana sınıfa ayrılır; ancak kedilerde en sık görülen şekil, insülin direncine bağlı olan formdur. Türleri doğru anlamak, tedavi yaklaşımını doğru belirlemek açısından son derece önemlidir.

Tip 1 Diyabet (İnsülin Eksikliği Diyabeti)

Bu formda pankreas, beta hücrelerinin kaybı veya fonksiyon bozukluğu nedeniyle yeterli insülin üretemez. Kedilerde köpeklere kıyasla daha az görülür. Otoimmün süreçler veya pankreasın ciddi hasarı (pankreatit gibi) bu tipin temel nedenleri arasındadır. Bu form genellikle ömür boyu insülin tedavisi gerektirir.

Tip 2 Diyabet (İnsülin Direnci Diyabeti)

Kedilerde en yaygın görülen diyabet türüdür. Bu durumda pankreas insülin üretir fakat vücut dokuları insüline yanıt veremez. Bu tür genellikle şu faktörlerle ilişkilidir:

  • Obezite

  • Yetersiz fiziksel aktivite

  • Aşırı karbonhidratlı ticari mamalar

  • Kortikosteroid veya progestin kullanımına bağlı insülin direnci

Bazı kedilerde Tip 2 diyabet, erken dönemde doğru tedavi ile remisyona (iyileşme durumuna) girebilir. Yani kedi bir süre sonra insülin ihtiyacı olmadan yaşamını sürdürebilir. Ancak bu durum için beslenme düzeni, doğru insülin tedavisi ve dikkatli glikoz takibi şarttır.

İkincil Diyabet

Bazı kedilerde altta yatan başka hastalıklar nedeniyle insülin mekanizması bozulur. Buna “ikincil diyabet” denir. En sık neden olan hastalıklar şunlardır:

  • Kronik pankreatit

  • Cushing sendromu

  • Hipertiroidi

  • Uzun süreli kortizon tedavisi

  • Aşırı progesteron maruziyeti (kızgınlık baskılama ilaçları)

Bu kedilerde diyabet, altta yatan neden düzeltilmeden tamamen iyileştirilemez. Tedavi planı hem diyabeti hem de eşlik eden hastalığı hedeflemelidir.

Kedilerde Diyabet

Kedilerde Diyabetin Nedenleri

Kedilerde diyabetin ortaya çıkışı birçok faktörün bir araya gelmesiyle gerçekleşir. Hastalık çoğu zaman tek bir nedene bağlı değildir; metabolik, hormonal ve çevresel etkilerin birleşimi insülin üretimini veya insülinin etkisini zayıflatır. Bu nedenle diyabet, özellikle orta yaş ve üzerindeki kedilerde giderek daha fazla görülmektedir. Aşağıda kedilerde diyabet gelişiminin en kritik nedenleri geniş şekilde açıklanmaktadır.

Obezite ve Aşırı Vücut Yağı

Obezite, kedilerde Tip 2 diyabetin en güçlü tetikleyicisidir. Yağ dokusu arttıkça dokuların insüline karşı duyarlılığı azalır. Bu durum “insülin direnci” olarak adlandırılır ve pankreasın daha fazla insülin üretmesine yol açar. Pankreas uzun süre bu yükü taşıyamadığında beta hücreleri yorulur ve insülin üretimi düşer. Böylece diyabet ortaya çıkar.

Ev kedilerinde hareketsiz yaşam tarzı, sürekli mama bulundurma (free-feeding) ve yüksek karbonhidratlı kuru mamalar obeziteyi hızla artırır. Bu nedenle kilo kontrolü hem koruyucu hem de tedavi edici bir faktördür.

Pankreatit ve Pankreas Hasarı

Kronik veya tekrarlayan pankreatit, kedilerde diyabet gelişiminin önemli nedenlerinden biridir. Pankreas hem sindirim enzimlerini hem de insülini üreten bir organdır. Bu organda enfeksiyon, inflamasyon veya hücre hasarı oluştuğunda insülin salgılayan beta hücreleri zayıflar. Zamanla insülin miktarı düşer ve kandaki glikoz seviyesi kontrolsüz şekilde yükselmeye başlar.

Hormon Bozuklukları

Bazı endokrin hastalıklar, insülinin işlevini doğrudan etkiler ve diyabet gelişimini hızlandırır:

  • Hipertiroidi: Vücudun metabolizma hızını artırarak insülin ihtiyacını yükseltir.

  • Cushing sendromu (hiperadrenokortisizm): Kortizol fazlalığı insülin direncine neden olur.

  • Akromegali (büyüme hormonu fazlalığı): Özellikle erkek kedilerde insülin direncinin en önemli sebeplerindendir.

Bu hastalıkların tedavi edilmediği kedilerde diyabet yönetimi oldukça zorlaşır.

Kortizon ve Progesteron Kullanımı

Uzun süreli kortikosteroid tedavisi (kortizon içeren ilaçlar) kedilerde kan şekeri dengesini bozar. Kortizon, karaciğerden glikoz salınımını artırır ve dokuların insüline yanıtını azaltır. Aynı şekilde kızgınlık baskılama ilaçlarındaki progestinler (progesteron türevleri) de çekirdekten insülin direnci oluşturarak diyabete yol açabilir.

Bu tür ilaçlar yalnızca zorunlu durumlarda ve kontrol altında kullanılmalıdır.

İleri Yaş

Yaş ilerledikçe kedilerin metabolizmasında doğal değişiklikler olur. Hücrelerin insüline yanıtı azalır, pankreas fonksiyonları yavaşlar ve kronik inflamasyon eğilimi artar. Bu nedenle 10 yaş üzeri kedilerde diyabet riski belirgin şekilde yükselir.

Cinsiyet (Erkek Kediler Daha Yatkın)

Araştırmalar, erkek kedilerin diyabete kadın kedilere göre daha yatkın olduğunu göstermektedir. Bunun nedeni kısmen hormon farklılıkları ve erkek kedilerin ortalama olarak daha yüksek vücut ağırlığına sahip olmasıdır.

Beslenme Tarzı

Karbonhidrat oranı yüksek kuru mamalar, sürekli erişilebilir yem kapları, ev yemeklerinin kontrolsüz verilmesi ve düşük protein profili diyabet gelişimini kolaylaştırır. Kediler biyolojik olarak düşük karbonhidratlı diyetlere adapte olmuş etobur canlılardır; bu nedenle karbonhidrat fazlası metabolik stresi artırır.

Genetik ve Irksal Yatkınlık

Bazı kedi ırkları diğerlerine kıyasla diyabet gelişimine daha meyillidir. Bunun nedeni hormon metabolizması, insülin duyarlılığı ve vücut yapısı gibi faktörlerin ırksal düzeyde farklılık göstermesidir. Bu konuda ayrıntılı listeyi bir sonraki başlık altında tablo hâlinde sunuyorum.

Kedilerde Diyabet

Kedilerde Diyabet İçin Yatkın Irklar

Aşağıdaki tablo, diyabete yatkınlığı bilinen kedi ırklarını ve risk seviyelerini göstermektedir.Tablo formatı kurallarımıza uygun şekilde hazırlanmıştır.

Tablo: Irk | Yatkınlık Düzeyi

Kedi Irkı

Yatkınlık Düzeyi

Burmese

Çok

Siyam (Siamese)

Çok

Tonkinese

Çok

Orta

Maine Coon

Orta

Orta

Sphynx

Orta

Persian

Az

Az

Az

Bu tablo, hem genetik faktörleri hem de pratik klinik gözlemleri temel alır. Obeziteye eğilimli ırklarda risk daha da yükselir. Burmese ve Siyam gibi ırklarda insülin direnci mekanizmaları daha belirgin olduğundan “Çok” kategorisinde yer alır.

Kedilerde Diyabet

Kedilerde Diyabet Belirtileri

Kedilerde diyabetin belirtileri genellikle yavaş ve sinsi şekilde başlar. Pek çok kedi, hastalığın erken dönemlerinde davranışsal olarak normal görünür; bu nedenle sahipler belirtileri fark ettiğinde hastalık çoğu zaman ilerlemiş olur. Diyabetin en belirgin özellikleri kan şekeri yüksekliğinin (hiperglisemi) ve idrarda şeker bulunmasının (glikozüri) yarattığı klinik tablodur.

Aşağıda belirtiler detaylı olarak açıklanmaktadır:

Aşırı Su İçme (Polidipsi)

Kanda glikoz seviyesi yükseldiğinde böbrekler bu şekeri idrarla atmaya çalışır. Glikoz idrara geçtiğinde osmotik etki yaratır ve böbreklerden daha fazla su çekilir. Bu nedenle diyabetli kediler normalden çok daha fazla su içer. Su kabı hızlı boşalır, kedi düzenli olarak su arayabilir ve daha önce olmadığı kadar sık su içtiği fark edilir.

Aşırı İdrara Çıkma (Poliüri)

Polidipsiye bağlı olarak kediler daha sık ve fazla miktarda idrar yapar. Kum kabı çok daha çabuk dolar, topaklanan kumun miktarı artar ve bazı kediler idrar çıkarmak için evin farklı noktalarını tercih etmeye başlayabilir. Bu durum böbreklerin glikozu atma çabasının doğal sonucudur.

Artmış İştah (Polifaji)

Diyabetli kediler yeterince enerji alamadıkları için sürekli açlık hisseder. Hücreler glikozu kullanamadığı için kedi daha fazla yemek yese bile tok hissetmez. Bu durum başlangıç döneminde aşırı iştah artışı şeklinde görülür.

Kilo Kaybı

Artmış iştaha rağmen kilo kaybı diyabetin en tipik belirtilerinden biridir. Çünkü hücreler glikozu enerjiye dönüştüremediğinde vücut enerji elde etmek için yağ ve kas dokularını hızla parçalamaya başlar. Orta ve ileri evre diyabette kas kaybı belirginleşir ve kedinin görüntüsü zayıf, kemiksi bir hâl alabilir.

Halsizlik, Keyifsizlik ve Zayıflamış Kas Yapısı

Enerji eksikliği, vücudun glikozu kullanamaması ve kas kaybı kediyi yorgun ve düşük enerjili hâle getirir. Gün içinde daha fazla uyuma, oyunlara karşı isteksizlik, tüy bakımını azaltma gibi davranışlar sık görülür.

Kötü Tüy Kalitesi ve Deri Problemleri

Enerji dengesizliği ve dehidrasyon, tüylerin matlaşması, dökülmelerin artması, bakımsız görünüm, kepeklenme ve deri hassasiyeti oluşturabilir. Kedinin kendini temizleme davranışı azaldığı için tüy dokusu düzensizleşir.

Arka Bacaklarda Zayıflık (Diyabetik Nöropati)

Uzun süren kontrolsüz diyabette sinirlere giden glikoz miktarı artar ve sinir hücreleri hasar görebilir. Bu durum “diyabetik nöropati” olarak bilinir. Kediler arka bacaklarını tam kaldıramama, pençeleri üzerinde yürümek yerine düz patileriyle basarak yürüme (plantigrad duruş) gibi belirtiler gösterir.

Kusma ve İştahta Azalma (İleri Evrelerde)

Kontrolsüz vakalarda glikozun enerjiye dönüştürülememesi sonucu keton üretimi artar. Ketonlar mide bulantısı, kusma ve ciddi iştahsızlığa yol açabilir. Bu durum diyabetik ketoasidoz (DKA) gibi acil müdahale gerektiren bir krizin başlangıcıdır.

Kedilerde Davranış Değişiklikleri

Huzursuzluk, saklanma, tuvalet dışına idrar yapma, gece huzursuzluğu ve oyun isteksizliği gibi davranışsal değişiklikler görülebilir. Bu değişiklikler genellikle sahipler tarafından “yaşlanma” ile karıştırılır.

Belirtilerden biri veya birkaçı fark edildiğinde kedinin gecikmeden değerlendirilmesi gerekir. Diyabet erken teşhis edildiğinde daha iyi kontrol altına alınabilir ve remisyon şansı artar.

Kedilerde Diyabetin Teşhisi

Kedilerde diyabet tanısı, klinik belirtilerin değerlendirilmesi, laboratuvar bulguları ve veteriner hekimin kapsamlı muayenesine dayanır. Tanı süreci, yalnızca kan şekeri ölçümünden ibaret değildir; diyabeti taklit eden stres hiperglisemisi gibi durumlar da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle doğru teşhis için çok yönlü yaklaşım gerekir.

Aşağıda kedilerde diyabet teşhisinin nasıl yapıldığı detaylı şekilde açıklanmıştır:

Klinik Belirtilerin Gözlemlenmesi

Polidipsi, poliüri, kilo kaybı, iştah artışı ve tüy kalitesinde bozulma gibi belirtiler ilk değerlendirmede önemlidir. Bu belirtiler diyabete işaret ettiği gibi bazı böbrek hastalıkları ve tiroit bozukluklarında da görülebileceği için ayrıntılı laboratuvar testleri şarttır.

Kan Şekeri Ölçümü (Hiperglisemi Tespiti)

Diyabetli kedilerde kan şekeri seviyesi genellikle normalin oldukça üzerindedir. Ancak kediler stres olduğunda geçici hiperglisemi yaşayabilir. Bu nedenle tek bir ölçüm tanı koymak için yeterli değildir.

Kronik (süregelen) hiperglisemi bulgularını desteklemek için ek testler yapılır:

Fruktozamin Testi

Fruktozamin, kan proteinlerine bağlanan glikoz miktarını gösterir ve son 2–3 haftalık glikoz dengesini yansıtır. Bu test, kedilerde tanıda en güvenilir yöntemlerden biridir çünkü stres kaynaklı geçici şeker yükselmesini ayırt eder.

İdrar Tahlili (Glikozüri ve Ketonüri)

Diyabetli kedilerin idrarında glikoz bulunur çünkü böbrekler yüksek kan şekerini idrar yoluyla atmaya başlar. İdrarda şeker tespit edilmesi diyabet şüphesini güçlendirir.Eğer idrarda keton da bulunuyorsa durum daha ciddidir ve ketoasidoz gelişme riski vardır.

Tam Kan Sayımı ve Biyokimya Paneli

Diyabete eşlik eden veya diyabeti tetikleyen altta yatan hastalıkları tespit etmek için tam kan sayımı, karaciğer enzimleri, böbrek değerleri ve elektrolitler incelenir. Özellikle pankreatit, hipertiroidi, obezite ilişkili karaciğer sorunları ve enfeksiyonlar değerlendirilir.

Ultrason ve Ek Görüntüleme

Pankreatit, tümörler, organ büyümeleri ve metabolik sorunlar teşhis sürecinde ultrasonla incelenebilir. Bu, özellikle ikincil diyabet şüphesinde önemlidir.

Ayırıcı Tanı (Stres Hiperglisemisi)

Kediler veteriner muayenelerinde strese bağlı olarak geçici kan şekeri yükselmesi yaşayabilir. Bu durum diyabeti taklit eder. Stres hiperglisemisi genellikle:

  • İdrarda glikoz görülmemesi

  • Fruktozamin değerinin normal çıkması

gibi bulgularla diyabetten ayrılır.

Doğru tanı, etkin tedavi ve remisyon şansı açısından kritiktir. Tanı kesinleşmeden asla tedavi başlanmamalıdır.


Kedilerde Diyabet Tedavisi

Kedilerde diyabet tedavisi, yalnızca insülin uygulamasından ibaret değildir; hastalığın metabolik yapısı gereği beslenme yönetimi, kilo kontrolü, düzenli takip ve ev ortamında doğru bakım hepsi birlikte uygulanmalıdır. Diyabet tedavisi uzun soluklu bir süreçtir ve doğru yönetildiğinde kedinin yaşam kalitesi belirgin şekilde artar. Bazı kedilerde erken dönemde uygun tedaviyle remisyon, yani insülin ihtiyacının ortadan kalkması bile mümkündür.

Aşağıda kedilerde diyabet tedavisinin tüm aşamaları ayrıntılı olarak açıklanmaktadır.

İnsülin Tedavisi

Kedilerde diyabetin temel tedavisi insülindir. Bugün için tipik tedavi yaklaşımı, günde iki kez deri altına insülin enjeksiyonu uygulanmasıdır. Kullanılan insülin tipleri genellikle uzun etkili veya orta etkili formüllerdir. En yaygın tercih edilenler:

  • Glargine (Lantus)

  • PZI (ProZinc)

  • Detemir

Bu insülinler kedilerde stabil glikoz kontrolü sağlama açısından oldukça başarılıdır. Enjeksiyonlar genellikle kürek kemikleri arasına veya yan bel bölgesine yapılır. Doğru teknik öğrenildiğinde, evde uygulanması son derece kolaydır.

Doz Ayarlaması

İnsülin tedavisinin en kritik aşaması doz ayarlamasıdır. Çok düşük doz glikozun kontrol altına alınamamasına neden olurken, çok yüksek doz hipoglisemiye yol açabilir. Doz ayarlaması şu yöntemlerle yapılır:

  • Periyodik kan şekeri ölçümleri

  • Evde düzenli glikoz takibi

  • Fruktozamin testleri

  • Kedinin genel durumu, iştahı ve idrar miktarı

Doz değişikliği hiçbir zaman rastgele yapılmamalıdır. Zaman içinde kedinin yanıtına göre küçük ayarlamalar yapılır.

Beslenme Yönetimi

Diyet tedavisi diyabet yönetiminde merkezi bir rol oynar. Kediler doğal olarak protein ağırlıklı beslenen etobur canlılardır. Bu nedenle diyabetli kedilerin diyetinin özellikleri şunlardır:

  • Yüksek protein – düşük karbonhidrat profili

  • Tercihen ıslak mama ağırlıklı beslenme

  • Lif oranı kontrollü diyet

  • Düzenli öğün düzeni (özellikle insülinle senkronize)

Islak mamalar, düşük karbonhidrat oranı ve daha iyi tokluk hissi sağladığı için birçok diyabetli kedide glikoz kontrolünü kolaylaştırır.

Kilo Kontrolü

Obezite insülin direncinin temel nedenlerinden biridir. Bu nedenle diyabetli kedilerin mutlaka sağlıklı bir vücut ağırlığına inmesi gerekir. Ancak kilo kaybı hızlı değil, kontrollü olmalıdır. Ani kilo kaybı karaciğer yağlanmasına (hepatik lipidozis) neden olabilir.

Kilo kontrolünde:

  • Ölçülü porsiyonlar

  • Aktivite seviyesini artırma

  • Düşük kalorili ama yüksek proteinli mamalar

gibi yöntemler kullanılır.

Evde Kan Şekeri Takibi

Evde glikoz takibi, tedavinin başarısında kritik bir faktördür. Kedilerde stres hiperglisemisi sık görüldüğü için, veteriner kliniklerinde yapılan ölçümler çoğu zaman yanıltıcı olabilir. Bu nedenle evde kandan küçük bir damla alarak glikoz ölçümü yapan cihazlar (glukometreler) büyük kolaylık sağlar.

Ev takibi sayesinde:

  • Hipoglisemi erken fark edilir

  • Günlük dalgalanmalar izlenir

  • Gerektiğinde doz ayarı yapılabilir

  • Kedinin tedaviye yanıtı daha net anlaşılır

Altta Yatan Hastalıkların Tedavisi

Pankreatit, Cushing sendromu, hipertiroidi gibi hastalıklar diyabeti tetikleyebilir. Bu hastalıklar tedavi edilmeden diyabeti kontrol altına almak zorlaşır. Bu nedenle kapsamlı bir değerlendirme her zaman gereklidir.

Remisyon (İnsülinsiz Dönem) İhtimali

Bazı kedilerde diyabet erken teşhis ve doğru tedaviyle geri dönüşebilir. Bu duruma “remisyon” denir. En sık Tip 2 diyabetli, obez olmayan veya hızlıca kilo kontrolü sağlanan kedilerde görülür. Remisyon ihtimali şu durumlarda daha yüksektir:

  • Diyabet erken fark edilmişse

  • Glargine gibi uzun etkili insülinler kullanılıyorsa

  • Kedi düşük karbonhidratlı diyete hızla geçiş yaptıysa

  • Kanda fruktozamin seviyeleri hızlı düzeliyorsa

Remisyon olsa bile düzenli kontrol şarttır çünkü hastalık geri dönebilir.

Kedilerde Diyabetin Komplikasyonları ve Prognoz

Diyabet, doğru yönetilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilen kronik bir hastalıktır. Ancak erken teşhis, düzenli tedavi ve evde iyi bakım sağlandığında kedilerin büyük bölümü uzun ve kaliteli bir yaşam sürebilir. Komplikasyonlar, çoğunlukla kan şekeri dengesizliği veya insülinin yetersizliği sonucu gelişir.

Aşağıda tüm komplikasyonlar ve hastalığın gidişatına dair kapsamlı bilgiler yer almaktadır.

Diyabetik Ketoasidoz (DKA)

Diyabetin en ciddi komplikasyonlarından biridir. Vücut enerji için glikozu kullanamayınca yağ yakımını hızlandırır ve keton adı verilen maddeler oluşur. Keton seviyeleri tehlikeli düzeye ulaştığında metabolizma asidik hâle gelir.DKA şu belirtilerle ortaya çıkar:

  • Şiddetli halsizlik

  • Kusma

  • Dehidrasyon

  • Tatlı/metal kokulu nefes

  • İştahsızlık

  • Hızlı kilo kaybı

DKA acil müdahale gerektirir ve tedavi edilmezse ölümcül olabilir.

Diyabetik Nöropati

Uzun süre kontrolsüz kalan glikoz seviyeleri sinir hücrelerine zarar verebilir. Kedilerde özellikle arka bacak sinirleri etkilenir ve “plantigrad duruş” adı verilen yürüyüş bozukluğu oluşur. Kedi topuklarını yere temas ettirerek yürür.Tedavi ve iyi glikoz kontrolü ile nöropati bazı kedilerde gerileyebilir.

Hipoglisemi (Düşük Kan Şekeri)

İnsülin fazlalığı, düzensiz yemek saatleri veya aşırı doz ayarlamaları hipoglisemiye yol açabilir. Bu durum şu belirtilerle kendini gösterir:

  • Titreme

  • Sersemlik

  • Koordinasyon bozukluğu

  • Nöbet

  • Bayılma

Bu nedenle evde glikoz takibi hayati önem taşır. Hipoglisemi kedilerde diyabet tedavisinin en ciddi risklerinden biridir, acil müdahale gerektirir.

Enfeksiyonlara Yatkınlık

Kan şekeri yüksek olduğunda bağışıklık sistemi zayıflar. Bu nedenle diyabetli kediler:

  • İdrar yolu enfeksiyonu

  • Diş ve diş eti enfeksiyonları

  • Deri enfeksiyonları

gibi sorunlara daha yatkındır.

Göz Problemleri

Köpeklerde sık görülen diyabetik katarakt kedilerde daha nadirdir, ancak tamamen yok değildir. Bazı kedilerde uzun süreli hiperglisemi göz lensi üzerinde değişikliklere yol açabilir.

Prognoz (Hastalığın Gidişatı)

Diyabetli kedilerin yaşam süresi, tedavinin kalitesine ve düzenli takibe bağlı olarak geniş bir yelpazede değişebilir. Doğru tedavi ile pek çok kedi:

  • 5–10 yıl

  • Bazıları daha uzun süre

sağlıklı yaşamına devam edebilir.

Prognozu olumlu etkileyen faktörler:

  • Hastalığın erken teşhisi

  • Düzenli insülin tedavisi

  • Ketoasidozun hiç gelişmemiş olması

  • Düşük karbonhidratlı diyet

  • İyi kilo yönetimi

  • Evde düzenli glikoz takibi

  • Altta yatan hastalıkların kontrol edilmesi

Remisyona giren kedilerde prognoz çok daha iyidir; ancak düzenli takip kesilmemelidir.


Kedilerde Diyabette Evde Bakım ve Yönetim

Diyabetli bir kedinin sağlıklı, dengeli ve uzun bir yaşam sürdürebilmesi için evde uygulanan bakım protokolleri tedavinin ayrılmaz bir parçasıdır. Diyabet yalnızca klinik ortamda çözülen bir hastalık değildir; günlük bakım, beslenme düzeni, insülin saatleri ve glikoz takibi evde düzenli olarak yapılmalıdır. Bu nedenle sahiplerin konuya hâkim olması, hastalığın kontrolünde belirleyicidir.

Aşağıda kedilerde diyabetin ev yönetiminde dikkat edilmesi gereken tüm adımlar ayrıntılı biçimde açıklanmıştır.

İnsülin Uygulama Rutini Oluşturma

İnsülin genellikle günde iki kez, 12 saat arayla uygulanır. Evde insülin uygulaması şu şekillerde yönetilir:

  • Her gün aynı saatlerde uygulama yapılmalıdır.

  • Enjeksiyon deri altına ve genellikle kürek kemikleri arasına yapılır.

  • Uygulama sırasında kedinin stresini azaltmak için sakin ve sabit bir ortam seçilmelidir.

  • İnsülin asla çalkalanmamalı, yalnızca nazikçe yuvarlanmalıdır (glargine hariç, onun çalkalanmasına gerek yoktur).

  • İğne tek kullanımlıktır ve uygulama sonrası güvenli şekilde imha edilmelidir.

Tutarlı bir rutin, tedavinin stabil ilerlemesi için hayati önem taşır.

Evde Kan Şekeri Takibi ve Günlük Kayıt Tutma

Evde glikoz ölçümü birçok avantaj sağlar:

  • Kliniklerde stres kaynaklı glikoz artışı önlenir.

  • Kan şekeri düşüşleri erken fark edilir.

  • Pankreasın insülin yanıtı daha doğru değerlendirilir.

  • Doz ayarlamaları daha isabetli yapılır.

Evde takip için kedilere uygun glukometreler kullanılır. Genellikle kulak ucundan minicik bir kan damlası almak yeterlidir. Tüm ölçümler bir deftere veya dijital tabloya kaydedilmelidir. Bu kayıtlar veteriner kontrolünde tedavi ayarlamalarını kolaylaştırır.

Doğru Beslenme düzeni

Ev yönetiminde en kritik unsurlardan biri diyet planıdır. Diyabetli kedilerde glikoz dalgalanmalarını azaltmak için diyet şu özelliklere sahip olmalıdır:

  • Yüksek protein

  • Düşük karbonhidrat

  • Gerektiğinde liften zengin özel formüller

  • Islak mama ağırlıklı beslenme

  • Ölçülü porsiyonların belirlenmesi

  • İnsülin saatleriyle uyumlu beslenme

En ideal beslenme modeli, insülin uygulamasından hemen önce veya hemen sonra yapılan kontrollü öğünlerdir.

Kilo Yönetimi ve Aktivite Artırma

Fazla kilolu kedilerde insülin direnci daha fazla olduğu için tedavi daha zor ilerler. Bu nedenle evde kilo kontrolü planlı şekilde yapılmalıdır:

  • Günlük kalori alımı düzenlenir.

  • Ödül mamaları azaltılır veya tamamen kesilir.

  • Kedinin aktivite düzeyini artırmak için oyun süreleri planlanır.

  • Tırmanma alanları, interaktif oyuncaklar veya lazer aktiviteleri ile hareket teşvik edilir.

Kilo kaybı yavaş ve kontrollü olmalıdır; ani ve hızlı kilo kayıpları karaciğer yağlanması riskini artırabilir.

İdrar ve Su Tüketiminin İzlenmesi

Diyabetli kedilerde su tüketimi ve idrar miktarı sağlık durumuna dair önemli ipuçları verir. Ev ortamında şu gözlemler yapılmalıdır:

  • Su kabının ne kadar sürede boşaldığı düzenli takip edilmelidir.

  • Kum kabındaki topak miktarları ve boyutları günlük olarak izlenmelidir.

  • Ani artış veya azalma, insülin dozunun gözden geçirilmesini gerektirebilir.

Acil Durum Belirtilerini Tanıma

Evde yönetimin en hassas noktası, acil durum belirtilerini erken fark edebiliyor olmaktır. Sahiplerin özellikle şu belirtilere karşı dikkatli olması gerekir:

  • Titreme, halsizlik veya denge kaybı → Hipoglisemi belirtisi

  • Kusma, şiddetli su kaybı, hızlı nefes → Ketoasidoz belirtisi

  • Arka bacaklarda güçsüzlük → Diyabetik nöropati

  • Anormal derecede fazla idrara çıkma → Tedavi yetersizliği

Erken fark edilen bir komplikasyon, kedinin hayatını kurtarabilir.

Düzenli Veteriner Kontrolleri

Ev yönetiminin başarılı olması için düzenli klinik kontroller şarttır:

  • Fruktozamin ölçümleri

  • Biyokimya paneli

  • İdrar tahlili

  • Kilo ölçümü

  • Doz güncellemeleri

Bu kontroller genellikle 1–3 ay aralıklarla yapılır.

Evde bakım sürecinin doğru yönetilmesi, diyabetli kedinin konforunu ve yaşam süresini doğrudan belirleyen en güçlü faktördür.

Kedilerde Diyabetin Önlenmesi

Kedilerde diyabet tamamen önlenebilir bir hastalık değildir; ancak doğru yaşam tarzı, beslenme planı ve düzenli sağlık kontrolleri ile risk büyük ölçüde azaltılabilir. Diyabeti tetikleyen pek çok faktör kedinin yaşam ortamıyla ilişkilidir. Bu nedenle önleyici adımlar kedinin günlük rutinine yerleştirilmelidir.

Aşağıda diyabet riskini azaltmak için uygulanabilecek tüm bilimsel, pratik ve etkili yöntemler açıklanmıştır.

Sağlıklı Kilo Koruma

Obezite diyabetin en büyük tetikleyicisidir. Bu nedenle:

  • Kedinin ideal kilo aralığı belirlenmeli

  • Günlük kalori alımı kontrol edilmeli

  • Ödül maması tüketimi sınırlanmalı

  • Aktivite artırılmalı

Dengeli vücut ağırlığı diyabet riskini dramatik şekilde düşürür.

Düşük Karbonhidratlı Beslenme Modeli

Ev kedilerinin çoğu biyolojik yapısı gereği yüksek protein – düşük karbonhidrat beslenmeye uygundur. Karbonhidrat oranı yüksek kuru mamalar uzun vadede insülin direncine yol açabilir. Risk azaltmak için:

  • Tahılsız veya düşük tahıllı mamalar tercih edilmeli

  • Islak mama oranı artırılmalı

  • Serbest beslenme (free feeding) bırakılmalı

Kan şekerinin gün boyu dengede kalması için planlı öğün sistemi benimsenmelidir.

Hareket ve Zihinsel Uyarım Arttırma

Pasif yaşam tarzı obeziteyi tetikler. Hareketi artırmak için:

  • Günlük oyun seansları planlanmalı

  • Zıplama, koşma ve tırmanmayı teşvik eden alanlar oluşturulmalı

  • İnteraktif oyuncaklar kullanılmalı

Aktif kedilerde metabolizma daha sağlıklı çalışır.

Hormonal İlaç Kullanımını Sınırlama

Kızgınlık baskılayıcı hormon ilaçları (progestinler), uzun süreli kortizon tedavileri ve bazı hormonal düzenleyiciler diyabet riskini artırır. Bu ilaçlar sadece gerekli durumlarda ve veteriner gözetiminde kullanılmalıdır.

Altta Yatan Hastalıkların Erken Tedavisi

Hipertiroidi, Cushing sendromu veya pankreatit gibi hastalıkların erken tedavisi diyabet riskini azaltır. Bu tür hastalıkları olan kediler düzenli olarak izlenmelidir.

Yaşlanan Kediler İçin Düzenli Kan Testleri

10 yaş üzerindeki kediler diyabet açısından risk grubundadır. Bu nedenle yılda en az bir kez:

  • Kan şekeri

  • Fruktozamin

  • Böbrek ve karaciğer fonksiyonları

  • Tiroid hormon düzeyleri

kontrol edilmelidir.

Stres Yönetimi ve Ev Ortamı Düzeni

Kronik stres, hormon dengesi üzerinden diyabet riskini artırabilir. Ev ortamının sakin, düzenli ve güvenli olması kedinizin sağlığına doğrudan katkı sağlar.



Sahiplerin Bilmesi Gereken Özel Durumlar

Diyabetli bir kediyle yaşamak, standart bakım rutinlerinin ötesinde belirli özel durumlara hâkim olmayı gerektirir. Bu başlık altında, evde diyabet yönetimi sırasında sık karşılaşılan kritik durumlar, dikkat edilmesi gereken noktalar ve pratik çözümler derinlemesine ele alınmaktadır. Bu bilgiler, kedinin yaşam kalitesini artırmak ve tedaviyi daha güvenli hâle getirmek için sahiplerin mutlaka bilmesi gereken temel unsurlardır.

Hipoglisemi Riskinin Yönetimi

İnsülin tedavisinin en önemli komplikasyonu hipoglisemidir. Kan şekeri çok düştüğünde ortaya çıkar ve hızla tanınıp müdahale edilmezse yaşamı tehdit edebilir.Hipoglisemi özellikle şu durumlarda görülür:

  • Kedinin normalden az yemesi

  • İnsülin doz aşımı

  • Öğün gecikmesi

  • Fazla egzersiz

  • Tedavide yeni doz ayarlamaları

Evde hipoglisemiyi tanımanın temel belirtileri şunlardır:

  • Titreme

  • Dengesizlik

  • Kas seğirmeleri

  • Sersemleme

  • Bilinç bulanıklığı

  • Zayıflık

  • Nöbet benzeri hareketler

Bu belirtiler fark edildiğinde kediye hızlı etkili bir karbonhidrat verilmelidir (örneğin küçük miktarda bal veya glikoz jeli). Ardından en kısa sürede veteriner hekim ile iletişime geçilmelidir.

Ketoasidozun Erken Belirtileri

Diyabetik ketoasidoz (DKA), kan şekerinin çok yüksek olduğu ve vücudun keton ürettiği bir acil durumdur. Evde gözden kaçırılmaması gereken erken uyarı işaretleri şunlardır:

  • Şiddetli halsizlik

  • Kusma

  • Tatlı-metal kokulu nefes

  • Aşırı susuzluk

  • İştahsızlık

  • Hızlı nefes alma

DKA hızla ilerleyebilir. Bu belirtilerden biri dahi fark edildiğinde gecikmeden klinik müdahaleye ihtiyaç vardır.

Rutinlerin Bozulmaması

Diyabetli kediler, düzenli rutine bağlı yaşayan hayvanlardır. Her gün aynı saatlerde insülin uygulanması, öğünlerin dengeli olması ve stresin minimum seviyede tutulması glikoz dengesini koruyan en önemli faktörlerdir.

Rutin bozulduğunda şu sorunlar baş gösterebilir:

  • Glikoz dalgalanmaları

  • Halsizlik

  • İştahsızlık

  • Aşırı idrara çıkma

  • Ani davranış değişiklikleri

Sahiplerin seyahat, ev değişikliği, misafir yoğunluğu gibi rutin bozucu durumları önceden planlaması gerekir.

İnsülinin Saklama Koşulları

İnsülin, uygun olmayan şekilde saklandığında etkinliğini kaybeder. Dikkat edilmesi gereken noktalar:

  • Buzdolabında 2–8 °C’de saklanmalıdır.

  • Donmamalıdır.

  • Direkt güneş ışığından uzak tutulmalıdır.

  • Flakon çalkalanmamalı, yalnızca nazikçe yuvarlanmalıdır.

Bozulan insülinler istenen glikoz kontrolünü sağlamaz ve hastalığın kötüleşmesine neden olabilir.

İşaretlerin Kaydedilmesi ve Düzenli Not Tutma

Kedinin:

  • Su tüketimi

  • İdrar miktarı

  • Kilo değişimleri

  • Günlük glikoz değerleri

  • Davranış değişiklikleri

gibi tüm bilgiler düzenli bir deftere kaydedilmelidir. Bu kayıtlar tedaviyi en doğru hâle getiren en önemli araçtır.

Diş ve Ağız Sağlığına Özen Gösterme

Diyabetli kedilerde ağız içi enfeksiyon riskleri daha yüksektir. Diş eti iltihapları, apseler ve periodontal hastalıklar glikoz dengesini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu nedenle düzenli diş kontrolleri ihmal edilmemelidir.

Kronik Hastalıkların Yönetimi

Diyabetli kedilerde kronik böbrek hastalığı, hipertansiyon, pankreatit ve tiroit bozuklukları daha sık görülebilir. Bu nedenle tüm bu hastalıkların belirtilerine karşı dikkatli olunmalı, düzenli kan tahlilleri yapılmalıdır.

Kedilerde Diyabet – Kedi ve Köpek Arasındaki Farklar

Diyabet hem kedilerde hem de köpeklerde görülebilen bir metabolik hastalıktır; ancak iki tür arasında hastalığın yapısı, tedaviye yanıtı, remisyon olasılığı ve seyri açısından önemli farklılıklar vardır. Bu farkları bilmek, kedilerde tedavinin doğru şekilde yönetilmesi açısından oldukça değerlidir.

Aşağıdaki ayrıntılı açıklamalar, diyabetin iki farklı türde nasıl davrandığını kapsamlı şekilde ele almaktadır.

Diyabet Tipleri ve Temel Mekanizma Farkları

Kedilerde diyabet çoğunlukla Tip 2 diyabet karakteri gösterir. Bu durumda insülin üretimi vardır ancak vücut dokuları insüline yanıt veremez; yani insülin direnci baskındır.Köpeklerde ise çoğunlukla Tip 1 diyabet görülür ve pankreas insülini neredeyse hiç üretmez. Bu nedenle köpeklerde insülin tedavisi ömür boyu zorunludur.

Remisyon Olasılığı

Bu iki tür arasındaki en belirgin farklardan biri remisyon ihtimalidir:

  • Kedilerde remisyon mümkündür.Özellikle glargine kullanımına erken başlanan, düşük karbonhidratlı diyet uygulanan ve hızlı kilo kontrolü sağlanan kedilerde insülin ihtiyacı bir süre sonra tamamen ortadan kalkabilir.

  • Köpeklerde remisyon neredeyse hiç görülmez.Çünkü pankreasta insülin üretimi kalıcı olarak bozulmuştur.

Hastalığın Başlangıç Yaşı ve İlişkili Faktörler

Kedilerde diyabet genellikle orta–ileri yaş döneminde başlar. En önemli risk faktörleri arasında obezite, insülin direnci ve hormon bozuklukları bulunur.Köpeklerde ise diyabet genellikle orta yaşta görülür ve çoğu zaman otoimmün süreçler veya pankreas hasarı ile ilişkilidir.

İnsülin Seçenekleri

Kedilerde glargine ve PZI gibi uzun etkili insülinler yüksek başarı oranı sunarken, köpeklerde daha çok NPH veya lente insülin tercih edilir.Kediler insülin tiplerine daha hassas yanıt verir; bu nedenle doz değişiklikleri daha dikkatli yapılmalıdır.

Klinik Belirtilerin Seyri

Kedilerde hastalık daha sinsi başlar; su tüketimi, iştah artışı ve tüy kalitesindeki bozulmalar yavaş ilerler.Köpeklerde başlangıç çoğunlukla daha hızlıdır ve belirgin kilo kaybı erken dönemde ortaya çıkar.

Katarakt Gelişimi

Bu fark oldukça çarpıcıdır:

  • Köpeklerde diyabete bağlı katarakt çok yaygındır ve genellikle hızla gelişir.

  • Kedilerde diyabetik katarakt çok nadirdir.

Bu nedenle köpeklerde göz takibi daha kritik bir önem taşır.

Tedavinin Takip ve Yönetim Zorluğu

Kedilerde stres kaynaklı glikoz dalgalanmaları daha belirgin olduğu için tanı ve tedavi takibi daha zor olabilir. Ayrıca kediler klinik ortamında strese daha duyarlıdır; bu da yanlış hiperglisemi ölçümlerine neden olabilir.

Köpeklerde bu problem daha az görülür, glikoz izlemi daha stabil sonuçlar verir.

Sonuç Olarak

Kedi diyabeti, köpek diyabetinden hem biyolojik mekanizma hem de tedavi yanıtı açısından önemli ölçüde farklıdır. Kedilerde doğru yönetimle remisyon mümkün olduğu için tedavi süreci daha umut verici olabilir; ancak glikoz takibi, doğru insülin seçimi ve düzenli veteriner kontrolü iki türde de kritik öneme sahiptir.


Kedilerde Diyabet Hakkında Sıkça Sorulan Sorular SSS


Kedilerde diyabet tamamen iyileşebilir mi?

Kedilerde diyabet uygun tedaviyle bazı vakalarda remisyona girebilir, yani kedi bir süre sonra insülin kullanmadan yaşamını sürdürebilir. Bu durum özellikle Tip 2 diyabetli, obez olmayan ya da obezitesi hızla kontrol altına alınan kedilerde görülür. Remisyon, düşük karbonhidratlı diyet, glargine gibi uzun etkili insülinlerin erken kullanımı, doğru doz ayarı ve düzenli kan şekeri takibi ile mümkün olur. Ancak remisyon olsa bile hastalık tekrar ortaya çıkabileceği için düzenli kontroller kesilmemelidir.

Diyabetli bir kedi ne kadar yaşayabilir?

Erken teşhis edilen ve doğru insülin tedavisi verilen kediler uzun yıllar sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. Çoğu diyabetli kedi 5–10 yıl veya daha uzun yaşayabilir. Komplikasyonların önlenmesi, düzenli glikoz takibi, diyet yönetimi ve altta yatan hastalıkların kontrolü yaşam süresini doğrudan etkiler.

Kedimde diyabet olduğunu nasıl anlarım?

En sık görülen belirtiler fazla su içme, sık idrara çıkma, iştah artışı, hızlı kilo kaybı, halsizlik ve tüy kalitesinde belirgin düşüştür. Arka bacaklarında güçsüzlük ve düz basarak yürüme (plantigrad duruş) da ileri evre diyabette görülür. Bu belirtilerden biri bile varsa kan ve idrar testi yapılmalıdır.

Diyabetli bir kedi insülin olmadan yaşayabilir mi?

Çoğu diyabetli kedi için insülin tedavisi zorunludur. Tedavi edilmezse glikozun hücrelere girememesi ciddi komplikasyonlara, ketoasidoza veya organ hasarına neden olur. Remisyona giren kediler geçici olarak insülin ihtiyacı duymayabilir fakat bu durum sürekli değildir ve düzenli takip gerektirir.

Kedime insülini yanlış saatte verirsem ne olur?

İnsülin saatinin kayması glikoz dengesini bozabilir. Çok kısa gecikmeler genelde sorun yaratmasa da birkaç saatlik gecikmeler hiperglisemiye neden olur. Kesinlikle çift doz uygulanmamalıdır. Bir sonraki planlı zamana dönülerek rutin korunmalıdır.

Diyabetli kedilerde hipoglisemi belirtileri nelerdir?

Titreme, halsizlik, kaslarda seğirme, sersemlik, koordinasyon kaybı, nöbet ve bilinç bulanıklığı hipogliseminin temel belirtileridir. Bu durum acildir. Kedinin ağzına az miktarda bal sürmek geçici çözüm olabilir ancak hemen veteriner hekimle iletişime geçilmelidir.

Diyabetli kediler hangi mamalarla beslenmelidir?

Yüksek protein – düşük karbonhidrat oranına sahip mamalar en uygun seçenektir. Islak mama birçok diyabetli kedi için daha dengeli glikoz profili sağlar. Tahılsız veya düşük karbonhidratlı tarifler tercih edilmelidir. Öğünler insülin saatleriyle uyumlu olmalıdır.

Kedimin iştahı çok arttı, bu diyabet belirtisi midir?

Evet. Diyabetli kedilerde hücreler glikozu kullanamadığı için vücut sürekli enerji açlığı yaşar ve kedi çok iştahlı görünür. Buna rağmen kilo kaybı devam ediyorsa diyabet ihtimali oldukça yüksektir.

Kedim çok zayıfladı, bu diyabetle ilişkili olabilir mi?

Evet. Artmış iştaha rağmen kilo kaybı diyabetin en tipik belirtisidir. Glikoz enerjiye dönüşmediği için vücut yağ ve kas dokusunu hızla tüketir. Görünür kas kaybı ve kemiksi yapı diyabetin ilerlediğinin işaretidir.

Diyabetik nöropati geçici midir?

Erken dönemde yakalandığında ve kan şekeri hızlı şekilde kontrol altına alındığında nöropati kısmen iyileşebilir. Ancak uzun süren kontrolsüz diyabette sinir hasarı kalıcı hâle gelebilir. Arka bacaklarda düz basma ve topuk yürüyüşü nöropati bulgusudur.

Diyabet genetik olabilir mi?

Bazı ırklarda diyabet riski belirgin şekilde yüksektir. Burmese, Siyam ve Tonkinese en yatkın ırklardır. Genetik yatkınlık olsa da obezite, hareket azlığı ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme gibi çevresel faktörler de hastalığın ortaya çıkmasında büyük rol oynar.

Kedilerde aşırı su tüketimi neden olur?

Kan şekerinin yükselmesi böbreklerin glikozu idrarla atmasına yol açar. Glikoz idrara geçtiğinde suyu da beraberinde çektiği için kedi çok su içer. Bu durum diyabetin en erken belirtilerindendir.

Diyabet tanısı için fruktozamin testine neden ihtiyaç vardır?

Fruktozamin testi son 2–3 haftanın ortalama glikoz düzeyini gösterir ve kedilerde sık görülen stres hiperglisemisini ayırt eder. Bu nedenle tanıda oldukça güvenilirdir. Tek bir kan şekeri ölçümü kedilerde yanıltıcı olabilir.

Yaşlı kediler diyabete daha mı yatkındır?

Evet. Yaş ilerledikçe pankreas fonksiyonları zayıflar, insülin duyarlılığı azalır ve metabolizma değişir. Ayrıca yaşlı kedilerde tiroit hastalıkları ve pankreatit gibi diyabetle ilişkili problemler daha sık görülür.

Evde diyabet takibi nasıl yapılmalıdır?

Günlük kan şekeri ölçümleri, su tüketiminin takip edilmesi, idrar miktarının gözlemlenmesi ve kedinin genel davranışlarının kaydedilmesi evde diyabet yönetiminin temel parçalarıdır. Düzenli kayıt tutmak doz ayarlamalarını kolaylaştırır.

Kedimde iştahsızlık başladı, bu diyabetin belirtisi olabilir mi?

Diyabetin ileri evrelerinde veya ketoasidoz başlangıcında iştahsızlık ortaya çıkabilir. Özellikle kusma, halsizlik veya su tüketiminde azalma eşlik ediyorsa acil değerlendirme gerekir.

Ketoasidozu evde fark etmek mümkün mü?

Evet. Kusma, dehidrasyon, tatlı-metal kokulu nefes, şiddetli halsizlik, hızlı nefes alma ve iştahsızlık ketoasidozun ana belirtileridir. Bu durum dakikalar içinde ağırlaşabilir; bu nedenle belirtiler fark edildiğinde beklemeden kliniğe gidilmelidir.

Diyabet stresle tetiklenebilir mi?

Doğrudan tetiklemese de kronik stres metabolizmayı etkileyerek glikoz artışlarına yol açabilir. Ayrıca stresli kedilerin kan şekeri ölçümleri yanlış yüksek çıktığı için tanı daha zor hâle gelebilir. Stres; iştah değişimi, hareket azalması ve kilo alımı üzerinden diyabet riskini artırır.

Kısırlaştırma diyabet riskini artırır mı?

Kısırlaştırma tek başına diyabete neden olmaz; ancak operasyon sonrası iştah artışı ve hareket azalması nedeniyle obezite gelişebilir. Obezite insülin direncini artırdığı için dolaylı olarak risk oluşturabilir. Dengeli mama ve rutin egzersiz bu riski ortadan kaldırır.

Mama değişikliği diyabetli kedilerde nasıl yapılmalıdır?

Ani geçişlerden kaçınılmalı, en az 7 günlük bir geçiş planı uygulanmalıdır. Yeni mama düşük karbonhidratlı ve protein ağırlıklı olmalıdır. Öğün saatleri insülin zamanlamasıyla tutarlı şekilde ayarlanmalıdır.

Diyabetli kedilerde diş problemi daha mı sık görülür?

Evet. Yüksek kan şekeri bağışıklığı zayıflatarak diş eti iltihapları, periodontal hastalık ve ağız içi enfeksiyonları artırır. Ağız sağlığı diyabet kontrolünde çok önemlidir; düzenli diş muayeneleri ihmal edilmemelidir.

Hangi ilaçlar diyabet gelişimini tetikleyebilir?

Uzun süreli kortizon kullanımı ve kızgınlık baskılayıcı progesteron türevli ilaçlar insülin direncine yol açabilir. Bu ilaçlar yalnızca gerekli durumlarda ve sıkı veteriner kontrolünde kullanılmalıdır.

Diyabetli kedilere ödül maması verilir mi?

Verilebilir ancak çok kontrollü şekilde. Karbonhidrat içeriği yüksek ödüllerden kaçınılmalı, et bazlı ve doğal içerikli düşük karbonhidratlı ödüller kullanılmalıdır. Fazla ödül diyeti bozarak glikoz dengesini etkileyebilir.

Diyabetli kedilerde su her zaman serbest bırakılmalı mı?

Evet. Diyabetli kediler normalden daha fazla su tüketir. Su kabı sürekli dolu olmalı ve günlük tüketim miktarı takip edilmelidir. Aşırı artış tedavide aksama olduğunun işaretidir.

Diyabetli kedilerde idrar yolu enfeksiyonu neden sık görülür?

İdrarda glikoz bulunması bakterilerin çoğalması için uygun bir ortam yaratır. Bu nedenle diyabetli kediler idrar yolu enfeksiyonuna daha yatkındır. Düzenli idrar tahlili ve erken tedavi çok önemlidir.


Keywords

kedi diyabeti, kedilerde diyabet belirtileri, kedilerde diyabet tedavisi, diyabetik kedi bakımı, kedilerde insülin yönetimi

Sources

  • Cat Fanciers’ Association (CFA)

  • The International Cat Association (TICA)

  • American Veterinary Medical Association (AVMA)

  • Mersin Vetlife Veterinary Clinic – Haritada Aç: https://share.google/XPP6L1V6c1EnGP3Oc





 
 
 
bottom of page