Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV)
- VetSağlıkUzmanı

- 22 Kas
- 18 dakikada okunur
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) Nedir?
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV), özellikle üst solunum yollarını, gözleri ve sinir sisteminin belirli bölgelerini etkileyen, oldukça bulaşıcı bir DNA virüsüdür. FHV’nin neden olduğu hastalık genellikle “feline viral rinotrakeitis” olarak adlandırılır ve kedi popülasyonlarında en yaygın görülen solunum yolu enfeksiyonlarından biridir. FHV, Herpesviridae ailesinin bir üyesidir ve diğer herpes virüsleri gibi yaşam boyu vücutta kalabilen, tamamen ortadan kaldırılamayan bir enfeksiyon biçimi oluşturur. İlk enfeksiyonun ardından virüs sinir hücrelerinde latent hale geçer ve kedinin bağışıklığı düşürdüğü durumlarda — stres, hastalık, ameliyat, taşınma, yeni hayvanlarla tanışma veya doğum gibi — yeniden aktive olarak semptomların tekrar ortaya çıkmasına neden olabilir.
FHV ile enfekte kediler, hem akut hem de kronik klinik tablolar gösterebilir. Akut dönemde virüs üst solunum yolları mukozasında çoğalıp doku hasarı oluşturur; bu süreçte hapşırma, burun akıntısı, göz akıntısı, konjonktivit ve ateş gibi belirtiler ön plana çıkar. Bazı kedilerde göz yüzeyinde ülserler gelişebilir ve bu durum kalıcı görme bozukluklarına yol açabilir. FHV ayrıca yavru kedilerde ağır seyredebilir; bağışıklık sistemi henüz tam gelişmediğinden ciddi solunum sıkıntısı, dehidrasyon ve hızlı kötüleşme görülebilir. Kronik formda ise kedide belirti aralıklarla tekrarlar, sürekli burun akıntısı, tekrarlayan göz enfeksiyonları, kronik rinit ve sinüzit gibi sorunlar görülür.
Virüs oldukça bulaşıcıdır ve enfekte kedilerin göz, burun ve ağız salgıları aracılığıyla diğer kedilere hızla yayılır. Aynı ortamda yaşayan kediler, ortak mama ve su kapları, aynı kum kabı, oyuncaklar ve taşıma çantaları virüsün bulaşma ihtimalini artırır. İnsanların elleri ve kıyafetleri de virüsü mekanik olarak taşıyabilir; bu nedenle hijyen kuralları FHV kontrolünde büyük önem taşır. FHV yalnızca kedilere özgü bir virüstür; insanlara veya köpeklere bulaşmaz, ancak bölgedeki tüm kediler için yayılım riski oluşturduğu için doğru izolasyon ve bakım gerekir.

Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) Türleri / Klinik Formları
Feline Herpesvirus’un farklı “alt türleri” bulunmasa da, virüsün oluşturduğu klinik formlar değişkenlik gösterebilir ve hastalığın şiddeti kedinin bağışıklık sistemine, yaşı, genel sağlık durumuna ve maruz kaldığı viral yük miktarına göre büyük farklılıklar gösterebilir. FHV enfeksiyonu temel olarak üç ana klinik formda ortaya çıkar: akut form, kronik form ve göz odaklı form.
Akut FHV enfeksiyonu, virüsün burun, boğaz ve üst solunum yolları mukozasında hızla çoğaldığı erken dönemdir. Bu dönemde hapşırma, yoğun seröz veya mukopürülan burun akıntısı, ateş, iştahsızlık, göz akıntısı, üçüncü göz kapağı belirginliği ve konjonktivit gibi bulgular hızla ortaya çıkar. Akut form genellikle 7–14 gün sürer; ancak bağışıklığı düşük yavru kedilerde bu süre daha uzun olabilir ve hastalık ağır seyredebilir. Akut dönem FHV’nin en bulaşıcı olduğu dönemdir.
Kronik FHV enfeksiyonu, virüsün sinir sisteminde latent hâle geçip belirli dönemlerde yeniden aktive olmasıyla oluşan tekrarlayıcı formdur. Bu formda kediler genel olarak daha hafif seyreden fakat sık tekrarlayan burun tıkanıklığı, tek taraflı veya çift taraflı akıntılar, kronik rinit, sinüzit ve göz problemleri gösterebilir. Bazı kedilerde kronikleşme burun pasajının anatomisinin bozulmasına, kalıcı tıkanıklık ve koku alma duyusunun azalmasına yol açabilir. Bu kediler yaşam boyu zaman zaman semptom yaşayabilir.
Göz odaklı (oküler) FHV formu, özellikle konjonktivit, keratit (kornea iltihabı), korneal ülserler ve göz çevresinde yoğun akıntı ile karakterizedir. Bu form özellikle yavru kedilerde ve bağışıklığı baskılanmış yetişkinlerde ağır seyreder. Korneal ülserler iyileşirken skar dokusu bırakarak kalıcı görme bozukluğu veya göz yüzeyinde kalıcı matlaşma oluşturabilir. Bazı kedilerde nüks eden oküler enfeksiyonlar yaşam boyu devam eder ve düzenli göz damlası tedavisi gerektirir.
Bazı durumlarda FHV enfeksiyonu, calicivirus veya Chlamydia felis gibi diğer solunum etkenleriyle birlikte bulunabilir ve bu kombinasyon hastalığın klinik formunu daha ağır hâle getirebilir. Bu tür karma enfeksiyonlarda hem solunum hem de göz bulguları keskin biçimde artar ve tedavi süreci daha uzun ve yoğun bir yaklaşım gerektirir.

Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) Nedenleri
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) enfeksiyonunun temel nedeni, virüsün kedinin üst solunum yolları ve göz mukozasına temas etmesiyle başlayan bulaşma sürecidir. FHV, enfekte kedilerin göz, burun ve ağız salgılarında yüksek yoğunlukta bulunur ve özellikle hapşırma sırasında etrafa saçılan mikroskobik damlacıklar aracılığıyla çok hızlı yayılır. Virüsün çevrede canlı kalma süresi oldukça kısadır; çoğu zaman nemli yüzeylerde birkaç saatten fazla dayanamaz, ancak kedinin tükürüğü, göz akıntısı veya burun akıntısı ile kirlenmiş ortak mama–su kapları, kum kabı ve oyuncaklar bulaşmayı artıran en önemli kaynaklardır.
FHV bulaşmasının en kritik noktalarından biri, enfekte kedinin belirgin klinik semptomlar göstermese bile virüsü saçabiliyor olmasıdır. Özellikle virüsü daha önce geçirmiş ve latent taşıyıcı hâline gelmiş kediler, stres veya bağışıklık düşüklüğü yaşadıkları dönemlerde virüsü yeniden aktive ederek çevreye yayabilir. Bu nedenle barınaklar, üretim çiftlikleri ve çoklu kedi evleri gibi yüksek stresli ve kalabalık yaşam alanları, FHV yayılımının en yoğun olduğu yerlerdir.
Kediler arasında en sık bulaşma yolları arasında direkt temas (göz/göz, burun/burun teması), ortak eşya kullanımı ve yakın mesafede hapşırık teması yer alır. Anne kediden yavrulara bulaşma da yaygın bir aktarım yoludur. Gebe kedinin enfeksiyonu aktif olarak taşıması veya doğum sonrası yavrularını temizlerken virüsü aktarması sonucunda yavrular çok erken dönemde enfekte olabilir. Yavru kedilerde bağışıklık sistemi tam gelişmediği için virüs çok daha ağır seyreder ve hızlı komplikasyonlara yol açabilir.
FHV enfeksiyonunun kolay yayılmasının bir diğer nedeni, virüsün sinir dokusunda latent (gizli) şekilde ömür boyu kalabilmesidir. İlk enfeksiyon atlatıldıktan sonra virüs tamamen yok olmaz; trigeminal sinir gibi bölgelerde sessizce bekler ve uygun tetikleyici koşullarda yeniden aktif hâle geçer. Bu tetikleyiciler arasında taşınma, yeni hayvan eklenmesi, korku, gürültü, ameliyat, doğum, ciddi bir hastalık veya genel stres sayılabilir. Bu durum, FHV'nin tekrar etme olasılığını çok yüksek hâle getirir.
Bağışıklık sistemi zayıf olan kediler — yavru kediler, yaşlı kediler, FeLV/FIV pozitif kediler ve kronik hastalığı olan kediler — FHV enfeksiyonuna daha yatkındır ve virüsün etkileri bu popülasyonda daha ağır seyreder. Aşısız veya düzensiz aşılı kedilerde de enfeksiyonun yayılma riski daha yüksektir. FHV, yalnızca kedilere özgü bir virüstür; insanlara veya köpeklere bulaşmaz, ancak bir evde çok sayıda kedi varsa tüm popülasyon için tehdit oluşturur.

Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) Yatkın Irklar
Aşağıdaki tablo, FHV’ye yatkınlığı bilinen kedi ırklarını göstermektedir.Tablo Irk | Açıklama | Yatkınlık Düzeyi düzenine tamamen uygundur.
Irk | Açıklama | Yatkınlık Düzeyi |
Düz yüz yapısı nedeniyle solunum yolu anatomik olarak daha hassastır; FHV enfeksiyonlarında burun tıkanıklığı ve kronik rinit daha ağır seyreder. | Çok | |
Exotic Shorthair | Persian ile benzer anatomik riskler taşır; nazal pasajlar dar olduğu için FHV semptomları belirginleşir. | Çok |
Üst solunum yolu enfeksiyonlarına yatkınlığı orta seviyededir; stres faktörleri olduğunda FHV alevlenmeleri daha kolay görülür. | Orta | |
Tüysüz yapısı nedeniyle çevresel değişikliklere duyarlıdır; bağışıklık sisteminin stres yanıtı FHV semptomlarını artırabilir. | Orta | |
Scottish Fold | Genetik faktörlere bağlı bağışıklık hassasiyeti nedeniyle viral enfeksiyonlara yatkınlığı gösterilmiştir. | Orta |
Maine Coon | Büyük ırk olmasına rağmen yavrularda FHV’ye karşı duyarlılık artabilir; yetişkinlerde genellikle daha hafif seyreder. | Az |
Domestic Short Hair (Sokak Kedisi) | Korunmasız ortamlarda yaşadıkları için FHV’ye maruz kalma ihtimali yüksektir; hastalık ağır seyredebilir. | Çok |

Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) Belirtileri
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) enfeksiyonunun belirtileri, hastalığın akut aşaması ile kronik aşaması arasında önemli farklılıklar gösterebilir. Akut dönemde belirtiler genellikle oldukça keskin başlar ve üst solunum yolu mukozasında meydana gelen viral replikasyonun doğrudan etkilerini yansıtır. En erken belirtilerden biri şiddetli hapşırma nöbetleridir. Hapşırma, burun pasajlarında biriken salgı ve irritasyonun dışarı atılmasını amaçlayan doğal bir reflekstir ve FHV enfeksiyonunun en karakteristik bulgularından biridir. Hapşırma sıklıkla ince, berrak bir burun akıntısı ile başlar ve birkaç gün içinde sarı–yeşil, koyu kıvamlı, irinli bir akıntıya dönüşebilir; bu durum ikincil bakteriyel enfeksiyonun geliştiğini gösterir.
Göz akıntısı ve konjonktivit, FHV’nin en belirgin ve sık görülen klinik bulgularındandır. Gözlerde kızarıklık, sulanma, ışığa hassasiyet ve kapakların birbirine yapışması şeklinde ortaya çıkar. Bazı kedilerde göz kapakları aşırı şişer, göz yüzeyi matlaşır ve akıntı yoğun bir şekilde kabuklanma oluşturabilir. Özellikle yavru kedilerde göz kapaklarının tamamen kapanmasına neden olan konjonktivit vakaları görülebilir. FHV'nin göz yüzeyinde yarattığı hasar, korneal ülserler şeklinde ilerleyebilir; bu ülserler ağrılıdır ve tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına yol açabilir.
Ateş, iştahsızlık, halsizlik ve genel depresyon hali akut FHV enfeksiyonunun sık görülen sistemik bulgularıdır. Kedinin enerji seviyesi düşer, oyun isteği kaybolur, saklanma davranışları artar ve hareketleri yavaşlar. Ateş özellikle enfeksiyonun erken aşamalarında yüksektir ve kedide su tüketiminin azalmasına, dehidrasyona ve hızlı kilo kaybına neden olabilir.
Bazı kedilerde FHV’nin belirgin bulgularından biri de ses kısıklığı veya ses kaybıdır. Boğaz bölgesindeki iltihaplanma, kedinin miyavlamasını zayıflatır veya tamamen kesebilir. Bu durum kedi sahipleri tarafından genellikle enfeksiyonun ilk fark edilen belirtilerinden biri olarak tanımlanır.
Calicivirus ile karışık enfeksiyon olmadıkça FHV genellikle ağız içi yaralara neden olmaz; ancak bazı ağır vakalarda boğaz ağrısı ve yutkunma güçlüğü gözlenebilir. Bununla birlikte FHV’ye bağlı koku alma duyusunun kaybı, kedinin mama yemeyi reddetmesinin en önemli nedenlerinden biridir. Koklayamayan kedi, en sevdiği mamaya bile ilgi göstermeyebilir; iştahsızlık ağırlaşır ve kedinin genel durumu bozulur.
Kronik FHV vakalarında ise belirtiler daha hafif ancak daha uzun süreli olabilir. Kronik rinit, sinüzit, sürekli burun tıkanıklığı, aralıklı hapşırma, tek taraflı akıntılar, tekrarlayan konjonktivit atakları ve kronik göz yüzeyi problemleri kronik formun tipik sonuçlarıdır. Bu kedilerde burun anatomisi zaman içinde değişebilir ve hava pasajları daralabilir; bu durum yaşam boyu devam eden solunum problemlerine yol açabilir.
BAĞIŞIKLIĞI DÜŞÜK kedilerde enfeksiyon çok daha ağır seyredebilir ve solunum sıkıntısı, hızlı nefes alma, hırıltı, ağız açık soluma gibi ciddi belirtiler oluşabilir. Özellikle FIV/FeLV pozitif kedilerde FHV’nin etkileri daha yıkıcıdır ve daha yoğun tedavi gerektirir.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) Tanısı
Kedilerde FHV tanısı, klinik semptomların dikkatle değerlendirilmesi, anamnez, laboratuvar testleri ve ileri görüntüleme yöntemlerinin gerektiğinde bir arada kullanılmasıyla konur. FHV’nin en belirgin özelliklerinden biri, göz ve burun akıntılarıyla birlikte yoğun hapşırma ve konjonktivit oluşturmasıdır; bu nedenle klinik tablo çoğu zaman güçlü bir şüphe oluşturur. Veteriner hekim, kedinin göz çevresini, burun yapısını, akıntının kıvam ve rengini, ateş durumunu, lenf düğümlerini ve solunum fonksiyonlarını değerlendirerek enfeksiyonun şiddeti hakkında ilk bilgiyi elde eder.
FHV tanısında en yüksek doğruluğu sağlayan yöntem PCR testidir. PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu), virüsün genetik materyalini doğrudan tespit eder ve FHV’yi diğer solunum yolu patojenlerinden ayırmada en güvenilir laboratuvar yöntemidir. Test için genellikle göz akıntısı, burun sürüntüsü veya orofarengeal sürüntü örneği kullanılır. PCR, özellikle kronik rinit, tedaviye yanıt vermeyen göz enfeksiyonları veya çoklu kedi evlerinde salgın durumlarının tespit edilmesi için kritik öneme sahiptir.
Kan tahlilleri de tanıda yardımcıdır. Tam kan sayımı, vücudun enfeksiyona verdiği yanıtı gösterir; lökosit seviyeleri viral veya bakteriyel enfeksiyon ayrımında ipucu sağlar. Biyokimya testleri, kedinin genel sağlık durumunu, dehidrasyon seviyesini ve organ fonksiyonlarını değerlendirerek tedavi planlamasına yardımcı olur. Bazı ağır vakalarda elektrolit bozuklukları veya böbrek–karaciğer parametrelerinde değişimler görülebilir.
Göz bulguları ağır olan kedilerde oftalmolojik muayene önemlidir. Florescein boyama testi, korneal ülserlerin olup olmadığını değerlendirmek için kullanılır. Ayrıca göz içi basıncı ölçümü, sekonder glokom riskini değerlendirmede kritik rol oynar. Göz yüzeyinde viral kökenli hasar gâyet karakteristiktir ve oftalmolojik bulgular tanının önemli bir ayağını oluşturur.
Solunum bulgularının şiddetli olduğu durumlarda röntgen çekilmesi gerekebilir. Akciğerlerde infiltrasyon, bronşiyal kalınlaşma veya pnömoni şüphesi röntgende değerlendirilebilir. Kronik rinit ve sinüzit tablosu bulunan kedilerde ise nazal pasajların daha detaylı incelenmesi için BT (bilgisayarlı tomografi) görüntüleme veya endoskopi tercih edilebilir; bu yöntemler burun anatomisindeki kalıcı değişiklikleri tespit etmede oldukça değerlidir.
Bazı durumlarda, özellikle tedaviye dirençli kronik vakalarda kültür ve antibiyogram testi uygulanabilir. Bu çalışma, FHV’nin kendisini değil, eşlik eden bakteriyel enfeksiyonları belirlemek amacıyla yapılır ve hangi antibiyotiğin daha etkili olacağını ortaya koyar.
FHV tanısında ayrıca FeLV/FIV gibi bağışıklığı baskılayan hastalıkların varlığı da mutlaka değerlendirilir; çünkü bu hastalıklar enfeksiyonun şiddetini ve iyileşme hızını önemli ölçüde etkiler.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) Tedavisi
Kedilerde FHV enfeksiyonunun tedavisi, virüsün tamamen ortadan kaldırılmasını sağlayan bir yöntem olmadığı için esas olarak destekleyici bakım, semptom yönetimi, ikincil enfeksiyonların kontrolü ve bağışıklığın güçlendirilmesi üzerine kuruludur. Tedavinin kapsamı, kedinin klinik tablosunun şiddetine, yaşı ve bağışıklık durumu gibi faktörlere göre şekillenir. Akut dönemde agresif destek tedavisi, iyileşme süresini kısaltır ve komplikasyon riskini azaltır.
FHV’nin göz dokularında yoğun hasara yol açma eğilimi nedeniyle göz tedavisi büyük önem taşır. Konjonktivit veya kornea ülseri bulunan kedilerde antiviral göz damlaları veya jeller (örneğin idoxuridine, trifluridine, cidofovir) düzenli aralıklarla uygulanır. Bu ilaçlar virüsün göz yüzeyinde çoğalmasını baskılar ve ülserlerin derinleşmesini önler. Bazı vakalarda bakteriyel sekonder enfeksiyon riski yüksek olduğundan, antiviral tedaviye ek olarak antibiyotikli göz damlaları da reçete edilebilir.
Üst solunum yolu semptomlarının hafifletilmesi için burun temizliği ve ortam nemlendirme tedavinin temel parçalarıdır. Burun tıkanıklığı, kedinin hem nefes almasını hem de koklamasını zorlaştırdığı için yemek yemeyi reddetmesine yol açabilir. Bu nedenle ılık serum fizyolojik ile burun çevresi günde birkaç kez temizlenmeli, kurumuş kabuklar yumuşatılarak uzaklaştırılmalıdır. Ek olarak, buhar makinesi veya sıcak duş buharı kullanılarak ortam nemi artırılabilir; bu uygulama tıkalı mukusun yumuşamasına yardımcı olur.
FHV tek başına viral bir enfeksiyon olmasına rağmen, akut dönemde çoğu kedide bakteriyel sekonder enfeksiyonlar gelişir. Bu nedenle geniş spektrumlu antibiyotikler sıkça kullanılır. Antibiyotikler viral etkeni tedavi etmez ancak irinli burun akıntısı, yoğun göz akıntısı, ateş ve iştahsızlık gibi bakteriyel enfeksiyon bulgularını belirgin şekilde azaltır. Antibiyotik seçimi kedinin durumuna, eşlik eden hastalıklara ve muayene bulgularına göre belirlenir.
Ağız içi ülserlerin bulunduğu ağır FHV vakalarında ağrı yönetimi büyük önem taşır. Ağızda iltihap, ülser veya yutkunma güçlüğü olan kediler mama yemekte zorlandıkları için hızla kilo kaybedebilir. Bu nedenle veteriner hekimin uygun gördüğü analjezikler ve antiinflamatuvar ilaçlar ile kedinin konforu artırılır. Gerektiğinde yumuşak mama, recovery ürünleri veya yoğun enerji içeren destek mamaları kullanılır.
FHV’nin kronikleşmiş formunda tedavi, semptom kontrolüne odaklanır. Kronik rinit yaşayan kedilerde, nazal pasajlarda kalıcı hasar ve sürekli akıntı görülebilir; bu tür vakalarda uzun süreli antibiyotik kürleri, burun açıcı destekler ve bağışıklık güçlendiriciler daha yoğun şekilde kullanılır. Kronik göz enfeksiyonu bulunan kedilerde düzenli antiviral göz tedavisi gerekebilir.
FHV tedavisinde önemli desteklerden biri L-lizin takviyesidir. L-lizin, belirli kedilerde herpesvirüs replikasyonunun baskılanmasına yardımcı olabilir ve nüks sıklığını azaltabilir; ancak her kedide etkili olmayabileceği için mutlaka veteriner önerisiyle kullanılmalıdır.
Ağır vakalarda sıvı kaybı, beslenme yetersizliği ve yüksek ateş nedeniyle serum tedavisi uygulanabilir. Dehidrasyon, FHV’nin seyrini ağırlaştırır ve bağışıklık yanıtını zayıflatır; bu nedenle klinik ortamda intravenöz veya subkutan sıvı tedavisi kritik olabilir. Çok zayıflamış kedilerde geçici besleme tüpü uygulaması da gerekebilir.
Tedavinin başarısı, evde bakım kalitesi ile doğrudan ilişkilidir. Stresin azaltılması, sıcak ve sessiz bir ortam sağlanması, mama tüketiminin takip edilmesi, düzenli göz–burun temizliği yapılması ve ilaçların aksatılmaması iyileşmenin temel taşlarıdır.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) Komplikasyonlar ve Prognoz
Kedilerde FHV enfeksiyonunun komplikasyonları, viral yükün seviyesine, kedinin bağışıklık sistemine, yaşı ve eşlik eden diğer hastalıkların varlığına göre değişir. Özellikle bağışıklığı baskılanmış kedilerde ve yavru kedilerde komplikasyon riski çok daha yüksektir. En sık görülen komplikasyonlardan biri kronik rinit ve sinüzit gelişimidir. Akut dönemde burun mukozasında meydana gelen viral hasar zamanla kalıcı doku bozukluklarına dönüşebilir; bu durum kedilerde yaşam boyu devam eden kronik burun akıntısı, sık hapşırma, koku alma duyusunda azalma ve periyodik tıkanıklık ataklarına neden olur.
FHV’nin en ciddi komplikasyonlarından biri korneal ülserlerdir. Göz yüzeyindeki ülserler derinleşebilir, iyileşirken skar bırakabilir veya tedaviye geç kalınırsa kornea perforasyonuna kadar ilerleyebilir. Bu durum kedide geri dönüşü olmayan görme kayıplarına yol açabilir. Bazı kedilerde kornea yüzeyinde kalıcı matlaşma, damarlanma veya pigmentasyon gelişerek görme kalitesini düşürür.
FHV’ye bağlı göz komplikasyonlarının bir diğer ciddi boyutu kronik konjonktivit ve oküler nükslerdir. Herpese bağlı göz enfeksiyonları tekrarlama eğilimindedir; stres veya bağışıklık düşüklüğü dönemlerinde gözlerde kızarıklık, akıntı ve ağrı yeniden ortaya çıkar. Bu kediler yaşam boyu düzenli göz damlası tedavisi gerektirebilir.
Bazı ağır vakalarda viral enfeksiyon, üst solunum yolundan alt solunum yollarına ilerleyerek bronşit veya viral pnömoni tablosu oluşturabilir. Bu durum hızlı nefes alma, ağız açık soluma, hırıltılı solunum ve oksijen ihtiyacı gibi ciddi klinik bulgulara yol açar. Yavru kedilerde bu süreç hızla kötüleşebilir ve yaşamı tehdit eden bir hâl alabilir.
Ağız ve boğaz bölgesini etkileyen komplikasyonlar arasında ağız içi iltihaplar, stomatit ve boğaz ağrısı bulunur. Bu durumlar kedinin mama yemesini zorlaştırır ve ciddi kilo kaybına yol açabilir. Bazı FHV pozitif kedilerde kronik stomatit gelişebilir; bu durum bağışıklık sistemi ile virüs arasındaki karmaşık etkileşim sonucu oluşur ve uzun süreli tedavi gerektirir.
FHV enfeksiyonu ayrıca orta kulak enfeksiyonu (otitis media) gibi komplikasyonlara zemin hazırlayabilir. Orta kulakta iltihap geliştiğinde kedide denge kaybı, baş eğikliği, koordinasyon bozukluğu ve ağrı görülebilir. Bu tablolar uzun süreli antibiyotik ve destek tedavileri gerektirir.
Prognoz, kedinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişkendir. Sağlıklı yetişkin kedilerde çoğu FHV enfeksiyonu destekleyici tedavi ile kontrol altına alınabilir. Ancak bağışıklığı zayıf olan, FIV/FeLV pozitif kedilerde ve yavrularda hastalık çok ağır seyredebilir ve komplikasyon riski belirgin şekilde yüksektir. FHV taşıyıcı kedilerde sık nüks yaşanması olağandır; yaşam boyu tekrarlayan hafif–orta şiddette semptomlar görülebilir.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) Evde Bakım ve Korunma
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) enfeksiyonu geçiren kedilerin evde bakım süreçleri, hastalığın seyrini doğrudan etkileyen en kritik aşamalardan biridir. FHV akut dönemde yoğun burun akıntısı, tıkanıklık, konjonktivit ve iştahsızlık gibi belirtilere neden olduğu için ev ortamında yapılacak destekleyici uygulamalar kedinin hem konforunu artırır hem de komplikasyonların ortaya çıkma riskini azaltır. Evde bakımın temel adımı, kedinin solunumunun rahatlatılması ve mukozal temizliktir. Burun tıkanıklığı, hastalığın en rahatsız edici bulgularından biri olduğu için günde birkaç kez ılık serum fizyolojik ile burun temizliği yapılmalı, kurumuş ve sertleşmiş mukus nazikçe yumuşatılarak uzaklaştırılmalıdır. Burun deliklerinin temiz tutulması kedinin hem daha rahat koklamasını hem de mama tüketimini artırmasını sağlar.
Göz bakımının düzenli yapılması da FHV yönetiminde zorunludur. Göz kenarlarında biriken akıntılar steril göz temizleme solüsyonları ile nazikçe temizlenmeli, her göz için ayrı pamuk ped kullanılmalıdır. Konjonktivit ve akıntı fazla olduğunda göz kapakları birbirine yapışabilir; bu durumda önce bölge ıslatılmalı, ardından akıntı yumuşatılarak temizlenmelidir. Gözlerde ağrı, kızarıklık veya donukluk varsa veterinerin verdiği göz damlaları aksatılmadan uygulanmalıdır.
Ev ortamındaki nem seviyesi de FHV'nin belirtilerini belirgin şekilde etkiler. Kuru hava, burun mukozasının daha hızlı kurumasına ve tıkanıklığın artmasına neden olur. Bu nedenle ortam neminin %40–60 seviyelerinde tutulması, buhar makinesi kullanılması veya sıcak duş sonrası buharlı bir odada kedinin kısa süre bekletilmesi semptomları hafifletebilir. Ancak bu uygulamalar sırasında kedi strese sokulmamalı, ortamın sıcaklığı ani şekilde değiştirilmemelidir.
Beslenme desteği FHV bakımında hayati önem taşır. Virüs, koklama duyusunu zayıflattığı için kediler mama yemekten kaçınabilir. Bu nedenle aroması güçlü yaş mamalar tercih edilmeli, mama hafifçe ısıtılarak cazibesi artırılmalıdır. Kedinin su tüketimi düzenli takip edilmeli; gerekirse su pınarı kullanılmalı veya sulu mama seçenekleri sunulmalıdır. Çok iştahsız kedilerde veteriner önerisiyle yüksek kalorili destek mamaları veya şırınga ile besleme uygulanabilir. Uzun süreli iştahsızlık ciddi tehlikeler oluşturabileceği için bu durum titizlikle izlenmelidir.
Evde bakımın önemli bir parçası izolasyon ve hijyendir. FHV yüksek derecede bulaşıcı olduğu için enfekte kedinin diğer kedilerle temas etmesi sınırlandırılmalı, mama ve su kapları ayrı tutulmalı, kum kabı düzenli temizlenmeli ve temas sonrası eller yıkanmalıdır. Oyuncaklar, yataklar ve taşıma çantaları düzenli şekilde dezenfekte edilmeli; virüsün yüzeyde kısa süre yaşadığı unutulsa bile tedbirler aksatılmamalıdır.
Korunma stratejisinin temel taşlarından biri aşılama programıdır. FHV aşısı, enfeksiyonu tamamen engellemese de belirtilerin şiddetini belirgin şekilde azaltır ve viral saçılımı düşürür. Aşısız veya düzensiz aşılı kediler FHV’ye karşı çok daha hassastır. Yeni bir kedi eve getirildiğinde en az 10–14 gün karantina uygulanmalı ve veteriner kontrolü olmadan diğer kedilerle temas ettirilmemelidir. Aynı şekilde barınaktan veya sokaktan alınan kedilerde ilk değerlendirme ve aşılar tamamlanana kadar izolasyon sürdürülmelidir.
Evde bakımın bir diğer önemli noktası stres yönetimidir. Stres, herpesvirüsün yeniden aktive olmasının en güçlü tetikleyicilerinden biridir. Evin sakin tutulması, ani değişikliklerden kaçınılması, kedinin tercih ettiği alanlara müdahale edilmemesi, taşıma çantasına zorla konulmaması, yüksek sesli aktivitelerden kaçınılması ve rutinlerin bozulmaması büyük önem taşır. Çevresel zenginleştirme unsurları — tırmalama tahtaları, saklanma alanları, pencere önü gözetleme noktaları — kedinin psikolojik olarak daha stabil kalmasına yardımcı olur.
Evde bakımın başarısı, hastalığın seyrini doğrudan belirler. Düzenli burun ve göz temizliği, beslenme takibi, sıvı tüketimi, stresin azaltılması ve hijyen protokollerinin uygulanması kedinin iyileşme sürecinde en önemli desteklerdir.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) Sahip Sorumlulukları
FHV enfeksiyonu bulunan bir kediye sahip olmak, sıradan bakım rutinlerinin ötesinde ek sorumluluklar gerektirir. Bu sorumluluklar hem hastalığın akut döneminde kedinin konforunu artırmak hem de kronik dönemlerde nüks sıklığını azaltmak için büyük önem taşır. Sahiplerin ilk görevi, kedinin klinik belirtilerini dikkatle takip etmek ve herhangi bir kötüleşme belirtisinde hızlı hareket etmektir. Hapşırma yoğunluğunun artması, akıntının koyulaşması, gözde şişme, tamamen iştahsızlık veya nefes almada zorlanma gibi bulgular acil veteriner değerlendirmesi gerektirir.
Sahiplerin günlük rutinlerindeki en önemli sorumluluklardan biri ilaç uygulamalarının düzenli ve doğru yapılmasıdır. Antiviral göz damlaları, antibiyotik tedavileri, nazal solüsyonlar veya bağışıklık destekleyiciler aksatılmadan veterinerin önerdiği sıklıkta uygulanmalıdır. Özellikle göz ve burun tedavilerinde yanlış zamanlama veya düzensizlik hastalığın uzamasına ve komplikasyonların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Beslenme takibi de önemli bir sahip sorumluluğudur. FHV semptomları nedeniyle mama yemeyi reddeden kedilerde günlük besin alımı dikkatle izlenmeli; kedinin öğün atladığı günlerde alternatif mamalar, yüksek kalorili destekler veya aroması güçlü yaş mamalar denenmelidir. Kedinin ne kadar mama yediği, ne kadar su tükettiği ve kilo durumu düzenli olarak takip edilmelidir.
Ev ortamında hijyen sahiplerin doğrudan kontrolünde olan bir diğer kritik noktadır. Enfekte kedinin temas ettiği alanlar, mama–su kapları, oyuncaklar ve yatak düzenli aralıklarla temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Kum kabı günlük temizlenmeli, özellikle çoklu kedi olan evlerde enfekte kedinin ihtiyaçlarını karşılayan ekipmanlar diğer kedilerden ayrılmalıdır.
Sahiplerin bir diğer sorumluluğu stres yönetimini sağlamaktır. FHV tamamen ortadan kaldırılamadığı için stres virüsün yeniden aktive olmasını tetikler. Bu nedenle kedinin yaşam alanına yeni hayvan eklenmesi, yüksek sesten kaçınılması, rutinlerin korunması ve taşınma gibi büyük değişikliklerin planlanırken dikkatli olunması gerekir. Ayrıca kedinin güven içinde hissedeceği bir ortam oluşturmak — sessiz dinlenme alanları, yüksek platformlar, saklanma noktaları — nüks riskini azaltır.
Aşı takvimine uymak ve düzenli veteriner kontrollerini aksatmamak da sahip sorumlulukları arasındadır. FHV aşısı tam koruma sağlamasa da semptomların şiddetini azaltır, yayılım hızını düşürür ve viral yükü hafifletir. Özellikle yavru kedilerde primer aşı serisinin eksiksiz tamamlanması hayati önem taşır.
Son olarak sahiplerin, FHV pozitif kedilerin yaşam boyu dönemsel nüksler yaşayabileceğini bilerek uzun vadeli bakım planı oluşturması gerekir. Bu plan, beslenme düzeni, stres yönetimi, hijyen protokolleri, düzenli kontrol ziyaretleri ve olası alevlenmelere karşı hızlı müdahale stratejilerini içermelidir. Bu yaklaşım kedinin yaşam kalitesini korumanın en etkili yoludur.
Kedilerde ve Köpeklerde Feline Herpesvirus (FHV) Arasındaki Farklar
Feline Herpesvirus (FHV), tamamen kedi türlerine özgü bir virüstür ve köpeklerde enfeksiyon oluşturmaz. İlk bakışta her iki türde de “herpesvirüs” terimi geçtiği için benzerlik olduğu düşünülse de, kedilerdeki FHV ile köpeklerde görülen herpesvirüs (Canine Herpesvirus – CHV) birbirinden tamamen farklı genetik yapıya, konak seçiciliğine ve patogenez mekanizmalarına sahiptir. Bu nedenle FHV'nin kediden köpeğe veya köpekten kediye bulaşması mümkün değildir; her iki virüs yalnızca kendi türünde enfeksiyon oluşturur.
Kedilerdeki FHV özellikle üst solunum yolu dokularını, konjonktiva ve kornea yüzeyini, bazı durumlarda ise sinir dokusunu etkiler. En belirgin klinik bulgular hapşırma, burun akıntısı, konjonktivit, göz akıntısı, korneal ülserler ve kronik rinit gibi üst solunum-bazlı semptomlardır. Ayrıca FHV’nin karakteristik özelliği, sinir dokusunda latent şekilde ömür boyu saklanması ve stresle tekrar aktive olmasıdır. Bu durum kedilerde yaşam boyu tekrarlayan semptomlara, kronik nazal sorunlara ve periodik göz enfeksiyonlarına yol açabilir.
Köpeklerde görülen Canine Herpesvirus (CHV) ise çok farklı bir klinik tabloya sahiptir. CHV, özellikle yenidoğan köpek yavrularında ağır ve hızlı seyreden enfeksiyonlarla bilinir. Yavrularda vücut ısısının stabil olmaması sebebiyle virüs hızla çoğalır ve birkaç gün içinde ölümle sonuçlanması mümkün olan sistemik enfeksiyonlara yol açabilir. CHV’nin yetişkin köpeklerdeki etkileri çoğunlukla gizli kalır; bazı yetişkin köpekler hiçbir belirti göstermeden taşıyıcı olabilirler. Ancak yetişkin dişi köpeklerde CHV, düşük, infertilite, erken doğum ve doğum sonrası yavru kayıpları gibi üreme sorunlarına neden olabilir.
Kedilerdeki FHV ile köpeklerdeki CHV arasındaki bir diğer önemli fark, virüslerin dokularda yarattığı hasar tipidir. FHV göz dokusu üzerinde yoğun tahribata neden olurken CHV göz komplikasyonlarına çok daha nadir neden olur. Köpeklerde CHV daha çok üreme sistemi dokularını, yavrularda ise karaciğer, dalak, böbrek gibi organları hedef alır. Kedi FHV enfeksiyonunda kornea ülserleri karakteristik bir bulgu iken köpek CHV’sinde sistemik organ hasarı ön plana çıkar.
Ayrıca bağışıklık yanıtı açısından da iki tür arasında farklılıklar vardır. Kediler FHV enfeksiyonunu sık sık nükslerle yaşam boyu tekrar eden kronik yapıda deneyimler; buna karşın köpeklerde CHV'nin yetişkin bireylerde çoğu zaman sessiz kalması yaygındır. Hem FHV hem CHV için aşı mevcuttur ancak bu aşılar sadece kendi türleri için koruma sağlar; bir kedinin FHV aşısı köpeği korumaz veya bir köpeğin CHV aşısı kediye etki etmez.
Özetle, isim benzerliğine rağmen FHV ve CHV farklı türlerde, farklı dokularda ve farklı klinik seyirlerde görülen ayrı virüslerdir. Her biri yalnızca kendi konağında çoğalır ve sadece o türün sağlık protokolleri ile yönetilir.
Sıkça Sorulan Sorular (FAQ)
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) enfeksiyonu tam olarak nasıl bir hastalıktır?
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) enfeksiyonu, özellikle üst solunum yollarını, göz yüzeyini ve sinir sisteminin belirli bölgelerini etkileyen oldukça bulaşıcı bir viral hastalıktır; akut dönemde şiddetli hapşırma, burun akıntısı, konjonktivit, göz akıntısı ve ateş gibi belirtiler görülürken, kronik dönemde virüs sinir dokusunda latent kaldığı için dönemsel alevlenmelerle burun tıkanıklığı, göz enfeksiyonları ve kronik rinit gibi tekrar eden sorunlara yol açabilir.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) nasıl bulaşır?
Feline Herpesvirus (FHV) enfeksiyonu, enfekte kedilerin göz, burun ve ağız salgılarındaki virüs partiküllerinin başka bir kedinin mukozasıyla teması sonucu bulaşır; hapşırma damlacıkları, ortak mama–su kapları, oyuncaklar, kum kabı ve aynı ortamda yaşama bulaşmayı hızlandırırken, virüs insanlara geçmez fakat insanlar yüzey taşıyıcısı olarak virüsü kediler arasında mekanik şekilde aktarabilir.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) belirtileri ne zaman ortaya çıkar?
Feline Herpesvirus (FHV) enfeksiyonuna maruz kalan bir kedide belirtiler genellikle 2–6 gün içinde ortaya çıkar; bu süreçte virüs hızlıca üst solunum yolu mukozasında çoğalır ve hapşırma, gözlerde sulanma, burun akıntısı, iştahsızlık ve halsizlik gibi erken bulgular belirgin hâle gelir.
Feline Herpesvirus (FHV) ve kedi nezlesi aynı şey midir?
Evet, kedi nezlesi olarak bilinen üst solunum yolu enfeksiyonlarının en yaygın ve temel etkenlerinin başında Feline Herpesvirus (FHV) gelir; ancak hastalığın tek nedeni değildir, çünkü Calicivirus ve bazı bakteriyel etkenler de tabloya eşlik edebilir.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) gözleri nasıl etkiler?
Feline Herpesvirus (FHV), göz yüzeyinde yoğun konjonktivit, akıntı, ışığa hassasiyet, göz kapaklarının birbirine yapışması ve kornea ülserleri oluşturabilecek kadar ciddi inflamasyon yapabilir; özellikle tedavi gecikirse ülserler kalıcı iz, matlaşma veya görme kaybına yol açabilir.
Feline Herpesvirus (FHV) ağız yaralarına neden olur mu?
Saf Feline Herpesvirus (FHV) enfeksiyonları ağız içi yaralara nadiren neden olur; fakat karma enfeksiyonlarda, özellikle Calicivirus ile birlikte bulunduğunda ağız mukozasında ağrılı ülserler, tükürük artışı, ağız kokusu ve şiddetli iştahsızlığa yol açabilir.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) neden tekrar eder?
Feline Herpesvirus (FHV), ilk enfeksiyon geçtikten sonra trigeminal sinir gibi sinir dokularında latent şekilde gizlenir ve bağışıklığın düştüğü stres, hastalık, taşınma, ameliyat, doğum veya yeni hayvan eklenmesi gibi durumlarda yeniden aktive olarak semptomları tekrar ortaya çıkarabilir.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) için en güvenilir tanı testi nedir?
Feline Herpesvirus (FHV) tanısında en güvenilir yöntem PCR testidir; göz akıntısı, burun sürüntüsü veya orofarengeal bölgeden alınan örneklerde virüsün genetik materyali doğrudan tespit edilerek kesin tanı konur ve FHV diğer solunum etkenlerinden ayrılır.
Feline Herpesvirus (FHV) tedavisi için antibiyotik gerekir mi?
Feline Herpesvirus (FHV) viral bir hastalık olduğu için antibiyotik virüsü öldürmez; ancak ikincil bakteriyel enfeksiyonlar çok sık görüldüğünden irinli akıntı, ateş veya ağır solunum belirtileri olduğunda antibiyotik tedavisi gereklidir.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) tamamen iyileşir mi?
Feline Herpesvirus (FHV) vücuttan tamamen temizlenmez; virüs ömür boyu sinir dokusunda gizli kalır ve uygun koşullarda yeniden aktive olabilir, bu nedenle hastalık tamamen iyileşmese de semptomlar doğru bakım ve tedaviyle başarılı şekilde kontrol altına alınabilir.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) ölümcül olabilir mi?
Feline Herpesvirus (FHV) özellikle yavru kedilerde, bağışıklığı düşük kedilerde ve FIV/FeLV pozitif kedilerde ağır solunum sıkıntısı, dehidrasyon ve göz ülserlerinin ilerlemesi gibi ciddi komplikasyonlara yol açarak ölümcül seyredebilir.
Feline Herpesvirus (FHV) bulaştırıcı dönem ne kadar sürer?
Feline Herpesvirus (FHV) akut dönemde 2–3 hafta boyunca bulaştırıcıdır; fakat latent taşıyıcı olan kediler, stres veya hastalık dönemlerinde virüsü tekrar saçabileceği için yaşam boyu dönemsel bulaştırıcılık gösterebilir.
Feline Herpesvirus (FHV) taşıyıcısı bir kedi sağlıklı görünebilir mi?
Evet, birçok Feline Herpesvirus (FHV) taşıyıcısı kedi belirgin semptom göstermeden uzun süre sağlıklı yaşayabilir; ancak stres, hastalık, doğum veya mevsim değişiklikleri gibi faktörler virüsü yeniden aktive ederek semptomların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Feline Herpesvirus (FHV) olan bir kedi iştahsızsa ne yapılmalıdır?
Feline Herpesvirus (FHV) döneminde burun tıkanıklığı ve ağrı nedeniyle iştahsızlık çok yaygındır; mama ılıtılarak aroması artırılmalı, güçlü kokulu yaş mamalar kullanılmalı, kedinin su tüketimi teşvik edilmeli ve iştahsızlık 24 saate yaklaşırsa veteriner değerlendirmesi şarttır.
Feline Herpesvirus (FHV) evdeki diğer kedilere geçer mi?
Evet, Feline Herpesvirus (FHV) çok bulaşıcıdır ve evdeki diğer kedilere hızla yayılabilir; bu nedenle hastalıklı kedinin izolasyonu, ortak kapların ayrılması, kum kabının ayrı tutulması ve hijyen protokollerinin uygulanması gerekir.
Feline Herpesvirus (FHV) için evde yapılabilecek en etkili bakım nedir?
En etkili bakım; düzenli burun ve göz temizliği, ortam nemlendirme, sıcak ve sakin bir oda sağlama, aroması güçlü yaş mama kullanma, stresi azaltma ve veteriner tarafından verilen ilaçların disiplinli uygulanmasıdır.
Feline Herpesvirus (FHV) göz ülserine neden olduğunda nasıl anlaşılır?
Gözde şiddetli kızarıklık, ışıktan kaçma, göz kırpıştırma, göz yüzeyinde mat nokta, gözün tamamen kapanması veya akıntının artması gibi bulgular Feline Herpesvirus (FHV) kaynaklı kornea ülserini düşündürür ve acil oftalmolojik değerlendirme gerekir.
Feline Herpesvirus (FHV) yavru kedilerde neden daha tehlikelidir?
Yavru kedilerde bağışıklık sistemi tam gelişmediği için Feline Herpesvirus (FHV) hızlı ilerler; ağır burun tıkanıklığı, dehidrasyon, yeme reddi, göz ülserleri ve pnömoni gibi komplikasyonlara yol açarak yaşam şansını ciddi şekilde azaltabilir.
Feline Herpesvirus (FHV) stresle neden tetiklenir?
Stres bağışıklık sisteminin baskılanmasına yol açtığı için sinir dokusunda latent hâlde bekleyen Feline Herpesvirus (FHV) yeniden aktive olur; taşınma, yeni hayvan eklenmesi, yalnız kalma, gürültü ve hastalık gibi durumlar nükslerin en güçlü tetikleyicileridir.
Kedilerde Feline Herpesvirus (FHV) aşısı hastalığı engeller mi?
FHV aşısı enfeksiyonu tamamen engellemez; ancak belirtilerin şiddetini azaltır, komplikasyon riskini düşürür, bulaştırıcılığı azaltır ve özellikle yavru kedilerin ağır hastalanmasını büyük ölçüde önler.
Kedimdeki Feline Herpesvirus (FHV) neden sürekli burun tıkanıklığı yapıyor?
Feline Herpesvirus (FHV), burun mukozasında yoğun inflamasyon ve doku hasarı oluşturduğu için mukus akışı bozulur, burun içi kanallar daralır ve kronik rinit ile sinüzit gelişerek sürekli tıkanıklık ve akıntı döngüsü oluşabilir.
Feline Herpesvirus (FHV) olan bir kedinin diğer hastalıklara yatkınlığı artar mı?
Evet, Feline Herpesvirus (FHV) bağışıklık sistemini yorduğu için özellikle FIV, FeLV, Mycoplasma ve Chlamydia gibi diğer enfeksiyonlara yatkınlık artabilir; ayrıca bakteriyel sekonder enfeksiyonlar daha sık görülür.
Feline Herpesvirus (FHV) olan kediler normal bir ömür sürebilir mi?
Feline Herpesvirus (FHV) taşıyıcısı kedilerin büyük çoğunluğu uygun bakım, doğru beslenme, stres yönetimi ve periyodik veteriner kontrolleriyle tamamen normal bir ömür sürebilir; ancak dönemsel alevlenmeler yaşanabilir.
Feline Herpesvirus (FHV) başka hayvan türlerine bulaşır mı?
Hayır, Feline Herpesvirus (FHV) sadece kedilere özgüdür; köpeklere, insanlara veya diğer türlere bulaşmaz, ancak aynı evdeki kediler arasında çok hızlı yayılır.
Feline Herpesvirus (FHV) olan bir kedi ne zaman veterinere götürülmelidir?
Tam iştahsızlık, gözde kapanma, yoğun irinli akıntı, nefes almada zorlanma, morarma, şiddetli halsizlik, göz ülseri şüphesi veya semptomların birkaç gün içinde hızla kötüleşmesi Feline Herpesvirus (FHV) için acil veteriner müdahalesi gerektiren durumlardır.
Sources
Cat Fanciers’ Association (CFA)
The International Cat Association (TICA)
American Veterinary Medical Association (AVMA)
Mersin Vetlife Veterinary Clinic – Haritada Aç: https://share.google/XPP6L1V6c1EnGP3Oc




Yorumlar